Marka Yaratın!

Son tüketim ve alışveriş deneyimlerine baktığımızda marka alışkanlığı gelenekselden gelen “markacılık” değil tam tersi marka imajını işaret ediyor. Yani marka olmak esasında kurumsallığı, alışveriş deneyiminde yaşanacak sorunlara karşı cevap alınabileceği, sektörde belli bir yerde olduğunu, iletişim kurduğunda yetkilisine ulaşabilecek bir izlenim bırakıyor. Kafalarında soru işareti azalan tüketici, alışveriş sürecini hızlı, bir o kadar da kendinden emin olarak tamamlıyor. Aynı zamanda markanın sektörel imajı açısından da bu durum çok önemli.

İçeriklerinizi Yönetin!

Profesyonel bir markanın, e ticaretin veya girişimin olmazsa olmazı içerik yönetimidir. İçerik yönetiminde en çok yapılan hatalardan birisi malesef ki kopyalanan içerikler. Bunların müşteri deneyimi tarafından hiç sevilmediğini iletmek isteriz. Müşteriler gerçekçi deneyimleri, gerçekten yazılmış olan içerikleri okumayı sever. Tıpkı sizin bu içeriği büyük bir merakla, sabırla okumanız gibi. Çünkü burada okuduğunuzu ilk defa burada görüyorsunuz. Gelenekselleşen ve ezberlenen içerikler tüketiciyi sıkar. Buna çok dikkat etmek gerekiyor.

Etkileşim Sağlayın!

Etkileşim dillerden düşmeyen bir ayrıntı değil mi? Büyük kulüplerin dahi çok sıkı takip ettiği hatta kendi aralarında kıyaslandığı bir terminoloji.. Derin anlatımları boşverelim. Etkileşimin en kısa manası karşılık bulmaktır. Bu kadar basit. Eğer siz yazıdan çıkıp yine bloglarımız içerisinden başka bir sayfayı okumaya başladığınızda bizlerle etkilişime giriyorsunuz yada bir content paylaştığımızda bir eyleme geçtiğinizde de yine aynı değeri alıyoruz. Demek ki bir değeri, daha da değerli hale getirebilme, ulaştırabilme yeteneğimiz diyebiliriz. Şimdi etkileşime girmek için hemen harekete geçebilirsiniz. Bir yerden başlamanız gerekiyor!

Kolaylık Sunmalıyız!

E-Ticaret alışverişlerinde öngörülemeyen en büyük problemlerden birisidir. Kolay olmayan bir tasarım, müşterinin siparişe giden yolda memnuniyet yerine şikayete giden bir sonuç ile karşımıza gelir. Web arayüzlerin olabildiğince sade ve en kısa yoldan siparişe giden bir hikayesi olmalı. Örnek verecek olursak sitelerin arayüzlerinde bulunan slider’de 10’larca banner görürüz. Halbuki en çok click olan banner sayısı ilk 3 ‘tür.3’den sonra bannerların clickleri %15’ in altına düşer. Bu alanları gereksiz yüklemek yerine, en sağlam, en agresif 3 banner size çok gelir getirebilir.

Arayüz üzerinde gereksiz pop-up, bir çok alandan çıkan bildirimler müşteri tarafını oldukça sıkar. Böyle eylemlere girmeden önce yararlı olduğunu düşünürüz ama gerçek hayatta maalesef böyle değildir. Kaçış noktası olarak çok kısa süreli ve boğmayan iletişimleri tercih edebiliriz. Bu sayede aşırı iletişimden sıkılanlar için yorucu olmayız.

Kontrol Asla Kaybedilmemeli!

İşletme konularının en ciddi başlıklarından birisidir. Bir markayı, bir sistemi, bir departmanı hatta ve hatta kendimizi bile kontrol etmemiz gerekirken, sistemlerimizin de bir kontrol mekanizması olmalı. Haliyle bu süreci yönetmek için iki fokus alanı belirleyin.

1. Markanın işletmesel kontrolü
2. Markanın alt yapı kontrolü

Markanızın geliri, gideri, ciro-marj dengesi, personal getirisi, performansı şeklinde uzayabilir. Yani kaçırılmaması gereken işletme kontrolleri sağlanmalıdır. Bir yandan da sistemlerinizin kontrol edilebilir, izlenebilir olması şarttır. Kontrol başlığını sizlerde arttırabilirsiniz. Ama unutmayın, kontrollü olmayı da kontrol etmeniz gerekecek 🙂

Uygun Fiyat Politikası!

Özellikle son dönemlerde dolar artışı ve petrol de oluşan gelişmelerden dolayı fiyat politikalarında agresif değişiklikler görüyoruz. Sabitlenemeyen kar dengeleri ile sistemlerin maliyetleri malesef ki ciddi artışlara neden olabiliyor. Bu arada bir çok marka baz alınarak bir fiyat rekabet analizi yapılabilir. Ekonomik olma yolunda biraz marjlarla ilgili oynamalar sunulabilir. Hizmeti azaltmadan fiyat odaklı da olmadan politika yönetilmeli Unutmayın, firmalar fiyatları ile değil günün sonunda sundukları hizmetlerle akıllarda kalırlar.

Sadakat Programları

Sitenizi ziyaret eden ve alışveriş yapan müşterilerinizi kategorize etmek hepimizin kısa sürede ciddi bir pazarlama stratejisinde en iyi ilaçtır. Pazarlama bütçelerini şişiren belirsiz trafik deneyimlerini engellemek için nokta atışı bir pazarlama sizlere ciddi kar sağlayacak. Bunu yapabilmek için CRM yani iç görü hizmetini kullanarak etkili bir rol alabilirsiniz. Segmente edilen müşterilerinize isteklerine alternatifler sunabileceksiniz. Alınan aynı ürünü defalarca duyurmak yerine, o ürüne ortak olabilecek ürünleri önerebilir, sepetlerinde kalan ürünler için sürpriz indirimler iletebilirsiniz. Geri dönen trafik curn müşteri grubunu da ayağa kaldıracak 360 derece sadakat sağlanacaktır.

Güçlü Bir Ortaklık Neden Olmasın!

İyi bir markanın en doğal beklentilerinden biriside yatırım almak olacaktır. Özellikle start-up markaları ile serbest girişimciler ürettikleri projelerin belli bir seviyeye gelmesiyle veya iyi seviye çıkması beklentisi ile yatırım talep edebilir. Bazen bu tam tersi de olabilir. Yani bir yatırımcı sizi bulur ve iyi bir ortaklık sunabilir.

Tabii iki büyük marka da işbirliği-ortaklık kurabilir. Büyük olan güç daha da büyük hale gelecektir. Bu da pazar içerisinde oldukça etkili sinerji yaratabilir. Markaların ortaklık konusunda ciddi araştırmalar ve arayışlarının olduğu son dönemlerde en çok rastladığımız doğal bir süreç oldu.

Bunu değerlendirebilir, özellikle yurtdışında uygulanan ortaklık konularını da araştırabilirsiniz. Ya da yakında biz bunu neden yazmayalım 🙂 Takipte kalın mutlaka.

Süreç İyileştirme İçin Çaba Sarf Edin!

Kobilerin, şirketlerin, holdinglerin tamamen potansiyellerine göre bir süreçleri vardır. Fakat atlanılan yada uygulanması zor olan süreç iyileştirme konusunda pek aktif olmayabiliriz. Süreç iyileştirmek maliyetli, personel azmi gerektirir. Süreç iyileştirme için strateji ve planlama yaparak konuyu baştan sona kontrol altına alarak işlere başlayabiliriz. Kafa karıştırıcı, ayak bağlayıcı tüm işleri tek tek temizlemeliyiz. Zaman aşımına uğrayan yüzlerce başlık olduğuna eminiz. Halbuki bazen bunları yapmak gereksiz bile olacaktır. Çünkü artık son kullanıcı sizin geliştireceğiniz o özelliği belki de hiç sevmeyecek. Süreç yönetimi sadece proje bazlı değil aynı zamanda şirket içi iletişimler içinde geçerli. Bu durumları da tek tek ele alıp koordinasyonlar, oryantasyonlar yapılabilir.

Entegrasyon ve Alt Yapınıza Dikkat Edin!

Blog yazılarımızda en çok altını çizerek anlattığımız alt yapı konusunu iyice pekiştirmeliyiz. Performansınızın büyük çoğunluğunu alabilecek bu problem karşısında ayakta kalabilmek için sizlere diğer bloglarımızda ilettiğimiz yazılarımızı tavsiye ediyoruz. Alt yapı ve sorunsuz bir entegrasyon sistem üzerinde sunmak istediğiniz birçok özelliği ve akışı çok rahat bir şekilde sunabilecektir.

Eticaret Stratejisi Yapmadan Yola Çıkmayın!

Tüm ekip bir araya gelerek yönetim birimleri veya konuyla ilgili uzmanlar bu konuda geleceğe dair fokuslanmalar yapmalıdır. Yıllık hedefler, 5 yıllık öngörüler gibi planlamalar yaparak hem strateji belirlenir hem de gerçekleştirilmek üzere şirketiniz üzerinde aksiyonlar alabilirsiniz.

Tavsiye olarak 1-5-10 yıllık strateji ve öngörüler çalışabilirsiniz.

Raporlama Yapın!

Neredeyse elimizdeki her cihazın dahi sizlere atlamadan sunduğu bir hizmet haline dönüştü. Raporlama yapmak uzun vadede kısa sürede görebileceğiniz bir ekrandır. Yapılan türlü iletişimleri bir araya getirerek fayda-analiz edebilmek,sonuca giden yolda raporla tespit edilebilir. Bu yüzden uzmanlarınızdan, yöneticilerinizden rapor almayı ihmal etmeyin. Raporlar satış üzerine olabilir, site trafiği olabilir. Like for like dediğimiz hafta – hafta / gün – gün türlerinde de raporlar yapılabilir. En azından bir tanesi ile dahi bu sisteme geçebilmek, sizlere çok fayda sunacaktır.

Genel olarak başarıya giden yolları tek tek deneyim odaklı yaşarak sizlere kaleme aldık. Bu maddelerden biri değil. Hepsi uygulanırsa ancak sonuç elde edilebilir. Bu yüzden kendinizi, markanızı ve çalışanlarınızı sürekli geliştirmek, araştırmak ve yeni potansiyeli keşfetmek gibi ek görevlerimiz olacak.