Tolgahan Öz, Webtures sitesinin yazarı https://www.webtures.com/tr/blog/author/tolgahan-oz/ Thu, 21 Nov 2024 11:08:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 https://www.webtures.com/wp-content/uploads/2023/08/cropped-webtures-180-32x32.png Tolgahan Öz, Webtures sitesinin yazarı https://www.webtures.com/tr/blog/author/tolgahan-oz/ 32 32 Influencer Ne Demek? 2024’te En Popüler 10 Kişi https://www.webtures.com/tr/blog/influencer-ne-demek-gunumuzun-en-populer-10-kisisi/ https://www.webtures.com/tr/blog/influencer-ne-demek-gunumuzun-en-populer-10-kisisi/#respond Sat, 16 Dec 2023 11:04:21 +0000 https://www.webtures.com/tr/blog/?p=19086 Son zamanlarda herkesin dilinden düşmeyen Influencer terimi mutlaka duymuşsunuzdur. Bu blog yazımızda Influencer nedir, kime denir, kaça ayrılır, ne kadar kazanır gibi soruların cevabını detaylı vermeye çalışacağız.

Etrafınızdan gün içinde mutlaka bende Influencer olmak istiyorum gibi sözler duyabilirsiniz. Çok merak edilen bu meslek dalı aslında uzun yıllardır ülkemizde yapılmaktadır. Ancak son zamanlarda Sosyal Medyanın hayatımıza daha da dahil olması ile birlikte birçok kişi tarafından bu meslek yapılmak isteniyor.

Influencer Ne Demek

Influencer ne demek?

Lafı fazla uzatmadan bu kavramı beraber inceleyelim. Influencer etkileyen etki bırakan kişi demektir. Yetkisi, bilgisi, konumu veya hedef kitlesiyle ilişkisi sayesinde başkalarının satın alma kararlarını doğrudan veya dolaylı etkiler. Bu etki sayesinde yine popüler olan bir terim olan Influencer Marketing terimini ortaya çıkartmıştır.

Ülkemizde son 7 yılda bu terimler baya bir yükselişe geçmiş ve birçok marka pazarlama çalışmalarını tamamen bunun üzerine kurgulamaya başlamıştır. Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının sayısı bir yılda %14,8 artış göstererek 68,9 milyonun üzerine ulaştı. Yani bu veri nüfusun %80’inin sosyal medya kullandığını gösteriyor. Bu veriler sürekli olarak arttığı için markaların vazgeçilmez bir pazarlama aracı haline gelmiştir. Markalar reklamlarını yaptırmak için Influencer’ları tercih ediyor. Bu reklam sayesinde saniyeler içerisinde göstermek istedikleri ürünü veya hizmeti gösterebiliyorlar.

Peki Influencer’lar Kaça Ayrılır? ( Takipçi sayısına göre)

Nano Influencer’lar

1.000’den daha az takipçisi bulunan kişilerdir. Birçok marka nano takipçileri önemsemesede siz bunları küçük bir akvaryumda bulunan dev balık olarak düşünebilirsiniz. Takipçilerinin üzerinde bıraktıkları etki çok fazladır. Az takipçisi olduğu için onlarla samimi bir bağ kurarak adeta birbirlerinin çok yakın dostu olurlar. Niş ürün reklamı yaptıracak markalar için kaçınılmaz bir strateji olabilir. İş birliği ücretleri ucuz oldukları için birçok Nano Influencer ile birlikte güzel bir kurgu ile birlikte çalışılabilir.

Mikro Influencer’lar

1.000 ila 40.000 arasında takipçisi olan kişilerdir. Belirli bir uzmanlık alanı hakkındaki bilgileriyle tanınan içerikleri oturmuş kişilerdir. Yavaş yavaş bu işten para kazanmaya çalışan ve içerik üretimine ve takipçilerine çok değer verirler. Birçok mikro ınfluener’ın aynı anda aynı ürünün reklamını yaptığını görebilirsiniz.

Makro Influencer’lar

40.000 ila 1 milyon arasında takipçisi bulunan kişilerdir. Markalar tarafından en çok tercih edilen Influencer’lardır. Genellikle Sosyal Medya’nın ve gücünün farkına varmışlardır. Disiplinli ve planlı ilerlerler. Kafa karışıklıklarını bırakıp bu meslekte ilerlemeye özen gösterirler. Influencer Marketing için en etkili olan kişilerdir.

Mega-Influencer’lar

Takipçi sayısı en fazla olan kişilerdir. 1 Milyonu aşkın takipçisi olan kişilere denir. Birçok televizyon ünlüsü, sunucu, model, sporcu ve müzisyenleri bu kategoride görebilirsiniz. Bu kişilerin tamamen meslekleri bu şekildedir ve anlaşma yapmak için kişi ile değil kuruluş veya menajeri ile iletişime geçmeniz gerekebilir. İş birliği ücretleri fazla gelebilir.

Influencer Ne Demek

Influencer’lar Ne Kadar Kazanıyor?

Ortalama 100 bin takipçili organik ve etkileşimleri yüksek Instagram hesapları paylaşım karşılığında 450 TL ile 2.500 TL arasında fiyatlar veriyor. Bu fiyatlar profilden profili göre değişmektedir. Kişisel marka hesaplarının ücretleri daha fazla oluyor. 400 bin 1 milyon arası hesapların iş birliği ücretleri 500 TL ile 6.000 TL arasında fiyatlandırılıyor. 1 milyonu geçen hesaplarda ise 1.000 TL ile 80 bin TL arasında kadar değişiklik gösterebilir. Bu fiyatlarda değişken bir sürü etken vardır. Reklam verirken Influencer’ın takipçisinin organik olduğuna dikkat etmemiz gerekir. Kabataslak yapılan bir etkileşim oranında kullanılan basit bir formül vardır. Yaptığınız gönderiye yapılan beğeni, yorum ve paylaşımlar toplanır. Toplam paylaşım sayısına bölünür. İkinci adımda ise; 100 ile çarpılır ve elde edilen rakam, toplam takipçi sayısına bölünür.

Günümüzün en çok takipçili 10 Influencer’ı kimdir?

Listemizin ilk sırasında Instagram Sosyal medya uygulamasının kendisi bulunuyor. Instagram hesabının toplam takipçisi 542 Milyondur.

  • İkinci sırada 476 Milyon ile Cristiano Ronaldo bulunuyor.
  • Üçüncü sırada 366 Milyon ile Kylie Jenner bulunuyor.
  • Dördüncü sırada ise 357 Milyon ile Lionel Messi bulunuyor.
  • Beşinci sırada ise 343 Milyon ile Selena Gomez bulunuyor.
  • Altıncı sırada ise 334 Milyon ile Dwayne Johnson bulunuyor.
  • Yedinci sırada ise 330 Milyon ile Ariana Grande bulunuyor.
  • Sekizinci sırada ise 329 Milyon ile Kim Kardashian bulunuyor.
  • Dokuzuncu sırada ise 273 Milyon ile Beyonce bulunuyor.
  • Onuncu sırada ise 268 Milyon ile Khloe Kardashian bulunuyor.
]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/influencer-ne-demek-gunumuzun-en-populer-10-kisisi/feed/ 0
Vlog Nedir? Vlog ve Blog Arasındaki Fark? https://www.webtures.com/tr/blog/vlog-nedir-vlog-ve-blog-arasindaki-farklar-nelerdir/ https://www.webtures.com/tr/blog/vlog-nedir-vlog-ve-blog-arasindaki-farklar-nelerdir/#respond Wed, 18 Oct 2023 11:47:39 +0000 https://www.webtures.com/tr/blog/?p=19281 “Vlog” kelimesinin çıkısı “video” ve “blog” kelimelerinin birleşimidir. Bu günlerde çok popüler hale gelen bu karışım hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

Vlog, video günlüğünün kısaltmasıdır ve tipik olarak aynı kişi tarafından anlatılıp kaydedilirken bir kişinin hayatını yakalayan magazin tarzı bir videodur. “Vlog”un anlamı, yararlı veya eğlenceli bilgiler içeren kısa videolar iletmeyi içerir.

Vlog ve Blog Arasındaki Fark

“Blog” kelimesinin kendisi, vlog’dan birkaç yıl önce, web günlüğünün kısaltılmış bir versiyonu olarak ortaya çıktı.

Blog, düzenli olarak güncellenen bir web sitesi veya web sayfasıdır, genellikle bir kişi veya küçük bir grup tarafından yürütülür ve gayri resmi veya konuşma tarzında yazılmış bir web sayfasıdır. Blogların her şey hakkında olabileceğini fark ettiniz mi? Her kurumsal web sitesinin bir blogu vardır ve bunlar nadiren kişiseldir. Aslında, günlük hayatınız hakkında yazmak için kişisel bir günlük olarak bir blog başlattıysanız, blogunuzu, kelimenin bugün yaygın olarak kullanılan daha genel anlamından ayırt etmek için muhtemelen “kişisel blog” olarak tanımlarsınız.

Vlog nedir? Vlog ve Blog Arasındaki Farklar Nelerdir?

Vlog Tarihi

Uzun lafın kısası, internetle birlikte vlog ortaya çıktı ve gelişti. İlk vloggerların günümüz influencerları ve ünlülerle hiçbir ortak yanı yoktu, kamuoyunu şekillendirmediler, herhangi bir trend belirlemediler veya reklamlardan para kazanmadılar. Vlog videoları için dönüm noktası 2005 yılında YouTube’un lansmanı oldu. Günümüzde dünya çapında milyonlarca popüler vlog kanalı var, çünkü sadece bir akıllı telefon ve ücretsiz video edit programları ile herkes yüksek kaliteli içerik çekebilir ve yayınlayabilir.

​​Vlog ve Video Arasındaki Fark

Her gün internete yüklenen milyonlarca video var. Bu videolardan biri ile bir vlog arasındaki fark vardır. Vlog’lar normal videolardan farklıdır çünkü bireysel kişilerin hayatlarını kaydetme etrafında dönerler. Kameraman ve anlatıcı aynı kişidir. Bu vlogu bir videodan ayıran önemli bir unsurdur. Hiç kimse Bear Grylls’e vlogger diyemez, ancak elinize bir kamera alıp kendi hayatınızı çekerseniz vlogger olabilirsiniz.

Vlog Türleri Nelerdir?

Yaşam:

Bu tür vloglar, bir realite şovu gibi bir kişinin veya bir ailenin günlük yaşamını temsil eder.

Güzellik:

Makyaj sanatçıları farklı kozmetik markalarını tanıtırlar, profesyonel sırları ortaya çıkarır ve çeşitli makyaj türlerini gösterir.

Spor:

Bu tür vloglar, özellikle pandeminin gelmesi ile birlikte spor salonlarının kapatılması ile popüler hale geldi. Dumbell yerine su şişeleri gibi eldeki kaynakları kullanarak evde egzersiz yapmak ile ilgili videolar.

Eğitim:

İnternet ve modern teknolojiler sayesinde artık herkes paylaşabilir ve yeni bilgiler edinebilir. Python kodlamasından, dikişten Ortaçağ Avrupası tarihine kadar her konuda vloglar var.

Eğlence:

Her ne olursa olsun bir stand-up gösterisi veya TikTok videosu, asıl amacı izleyicileri güldürmek ve rahatlatmaktır.

Yolculuk:

Seyahat etmeyi ve yeni kültürleri keşfetmeyi daha önce hiç yurtdışına çıkmamış olanlar için bile erişilebilir kılan en popüler vlog türlerinden biri. Bu tür vlogger’lar ayrıca izleyicilere faydalı ipuçları sağlar ve iyi otellerin ve yerel restoranların bağlantılarını paylaşır.

İncelemeler:

Kutudan çıkarma dahil incelemeler. İnsanlar, uzun fikir yazılarını okumak yerine, anlatılan ürünlerin tüm avantajlarını ve dezavantajlarını görebilecekleri kısa videolar izlemeyi tercih ediyor.

Nasıl bir vlog başlatabilirsiniz?

Vlog başlatmak aslında dediğimiz gibi çok kolaydır akıllı telefonunuzdan veya video kaydedebilen başka bir kameradan başlayabilirsiniz. Daha sonrasında çeşitli ücretli veya ücretsiz edit programları ile düzenleyebilirsiniz. Bazı vlog çekenler editlemeden de direkt ham halini paylaşıyor. Sonrasında vlog kişisel hikayenize veya ilgi alanlarınıza odaklandığından, tek yapmanız gereken YouTube veya videolarınızı barındıracak ve paylaşacak başka bir site aracılığıyla internette yayınlamaya başlamaktır.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/vlog-nedir-vlog-ve-blog-arasindaki-farklar-nelerdir/feed/ 0
Markalaşma Nedir? Neden Önemlidir? https://www.webtures.com/tr/blog/markalasma-nedir-neden-onemlidir/ https://www.webtures.com/tr/blog/markalasma-nedir-neden-onemlidir/#respond Wed, 16 Nov 2022 14:58:58 +0000 https://www.webtures.com/tr/blog/?p=19379 Markalaşma tanımına geçmeden önce konuya bir soruyla başlamak istiyorum. Aslında bu sorunun cevabı konumunuzun da temelini oluşturmakta.

Sizce dünya üzerindeki en değerli yer neresidir?

En değerli yeri düşünün ve cevabınızı aklınızda tutun. Yazının sonunda düşündüğünüz cevapları yeniden gözden geçirmek isteyeceksiniz. Şimdi yazımıza başlayabilirim 🙂

Nedir? Nasıl Yapılır? Neden Önemlidir?

Marka konumlandırma için yapılan birçok tanım var. Bunların kimisi görsellik, kimisi lokalize, kimisi fiyatı baz alarak oluşturulmuştur ama hepsinin temelinde ise tüketicinin zihninde edindiğiniz imaj ana fikri yatar. Geçen yıllar içinde gelişen reklamcılık sektörüyle birlikte gün içinde yüzlerce mesaja maruz kalıyoruz ve bu kadar input içinden sıyrılıp zihnimizde yer edinenler; bağ kurduğumuz, bize deneyim ya da duygu hissettiren markalar oluyor.

markalasma nedir nasil yapilir

Peki Global Markalar Bunu Nasıl Yapıyor?

Her şeyden önce “net” oluyorlar. Tüketici kafa karışıklığından nefret eder. Ne vadettiğinizi en sade ve anlaşılır şekilde ifade etmeli ve bu duruşu korumanız gerekir. Doğru strateji, güçlü yanların öne çıkması, testimonial içerikler ve en can alıcı nokta olan iletişimde farklılık ve istikrar. Yarattığınız imajı da düzenli beslemeniz gerekir.

En sevdiğim örneklerden birini sizinle de paylaşmak isterim. Bugün tüm deterjanlar çok iyi leke çıkardığını, çok iyi beyazlattığını ya da renkleri koruyarak temizlediğini vadederken içlerinden biri “kirlenmek güzeldir” diyerek hepsinden ayrı bir yerde konumlandırır kendini. Sen hayatın keyfini çıkar, deneyimle ben zaten temizliyorum der ve güven verir. Tam da bu duruşuyla ve fark yaratan iletişimiyle lovemark’lardan biri olur. İsim vermediğim halde herkes hangi markadan bahsettiğimi anladı bile. 🙂

Marka, tüketici için karar vermede en önemli faktördür. Size prestiji, görünürlüğü ve gücü de beraberinde getirir. Markalaşmanın her maddesi ayrı birer içerik olacak kadar derin. İlerleyen günlerde bunlardan da detaylı bir şekilde bahsedeceğiz. Neyi temsil ettiğinizi bilmek, bunun arkasında durmak, vizyoner olmak ve ürünün/hizmetin ötesine geçmek sizi adım adım marka olma yolunda taşıyacaktır.

Yazımın başında sorduğum sorunun cevabı ise: “insan zihni”.

İnsan zihninde ne kadar çok yere sahipseniz o kadar değerlisinizdir.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/markalasma-nedir-neden-onemlidir/feed/ 0
Dijital Dönüşüm Danışmanlığı https://www.webtures.com/tr/blog/dijital-donusum-danismanligi/ https://www.webtures.com/tr/blog/dijital-donusum-danismanligi/#respond Tue, 08 Jun 2021 10:11:15 +0000 https://www.webtures.com/tr/blog/?p=16610 Dijital Dönüşüm Danışmanlığı Nedir?

Dijital dönüşüm danışmanlığı, markaların, işletmelerin gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurması ve dijital pazarda kendilerine yer edinmesini sağlamak amacıyla verilen rehberlik hizmetlerinin tümüdür. Dijital dönüşüm, bir işletmede ya da iş profilinde aktarılması mümkün olabilecek her şeyin dijital dünyaya aktarılması anlamına gelmektedir.

Yazılım ve teknoloji dünyasının gelişmesi hali hazırda pek çok sektörde değişiklikler yaşanmasına neden olmuştur. Bu anlamda büyük küçük işletmeler, markalar, firmalar bu değişimlerden ciddi oranda etkilenmiştir. Dijital donanıma sahip yazılımlar “dijital teknoloji” olarak da tanımlanabilmektedir. Dijital donanıma sahip yazılım, değişim ve dönüşüm sürecinin en ufak parçalara ayrıldığı ve elektronik ortamda işlenerek, saklanabildiği anlamına gelmektedir.

Bilgi ve belgelerin, tüm faaliyetlerin dijital ortamlarda toparlanması işlemlerin daha kolay ve kontrol edilebilir şekilde ilerlemesini sağlamıştır. Bu sayede gerçekleştirilen işlemlerin süresi kısalmış ve hata payı da büyük oranda azalmıştır.

Dijital Dönüşüm Nedir?

Bir iş modelinin dijital gelişmeler ve teknoloji sayesinde değer kazanmasını sağlamak adına dijital dönüşüm danışmanlığı tarafından gerçekleştirilen dijital faaliyetlerin tümü dijital dönüşüm olarak açıklanmaktadır. Dijital dünya gün geçtikçe daha fazla gelişmiş ve özen kazanmıştır.

Küreselleşen dünyada hızlı olmak ve zamanı verimli kullanmak oldukça önemlidir. Dijital dünyanın geçirdiği bu büyük değişim, iş süreçlerinin ve işlemlerin daha kolay ve anlaşılır olmasını sağlamış, daha hızlı ve verimli çalışma imkanı sağlamıştır. Bunun yanı sıra endüstri 4.0, yapay zeka gibi gelişmelerin ortaya çıkmasıyla işletmelerin 30 yıl önceki beklentileri ve günümüz şartları birbirinden oldukça farklı olmaktadır.

Dijital dönüşüm danışmanlığı hizmetinin ve dijital dönüşümün amacı, gelişen dünyanın imkanlarından faydalanmak, yapılan işi daha verimli hale getirebilmek ve bunu çok kısa bir zamanda yapabilmektir. Yeni gelişmeler işletmelerin görüşme ve toplantılar dahil her türlü faaliyetlerini, elektronik ortamlarda bilgisayar, telefon gibi araçlar sayesinde yapabilmelerini sağlamıştır.

Teknolojide ve dijital dünyada meydana gelen bu yenilikler özellikle büyük işletmelerde işlerin çok daha kolay halledilebilmesini sağlamış ve iş verimini artırmıştır. Dolayısıyla bu durum daha büyük kitlelere daha kısa bir sürede ulaşılabilmesinin de kapılarını aralamıştır.

Şirketler, işletmeler denilince meydana gelen bu değişimler daha farklı algılanabilmektedir. Ancak geçmişten günümüze kullanılan telefonların değişimi ya da sosyal mecraların yaygınlaşması bile dijital dönüşüme örnek olabilecek durumlardan bir tanesidir. Hatta bu durum geçmişten gelen alışveriş alışkanlıklarını bile değiştirmiş, online alışveriş oranlarında ciddi bir artış gözlemlenmiştir.

Rekabet piyasasının artması ve zamanı verimli kullanma isteği sadece işletmeleri değil tüm dünyayı daha hızlı olmaya yönlendirmiştir. Bu noktada online alışverişler, toplantılar, randevular, iş anlaşmaları çok daha tercih edilir hale gelmiştir. Özellikle pandemi sürecinin de yaşanmasıyla birlikte dijital teknolojide çok hızlı bir değişim meydana gelmiştir. Dolayısıyla markalar, şirketler de bu imkanlardan faydalanarak daha profesyonel bir ortamda faaliyet gösterebilmek adına dijital dönüşüm danışmanlığı hizmetlerinden yararlanmaktadırlar.

Dijital Dönüşüm Uzmanı Ne İş Yapar? Dijitalleşme Danışmanlığı

Dijital dönüşüm uzmanı, bir işletmenin ya da kurumun tüm aşamalarının dijital ortamlara aktarılmasından sorumlu kişilerdir. Bu bilgi aktarımı, öncelikle geçirilen pek çok farklı sürecin anlaşılabilmesini, kullanıcıların ve hedef kitlenin doğru analiz edilebilmesini sağlamaktadır. Bir sonraki aşamada ise elde edilen bilgiler dijital dünyaya uyum sağlayabilecek şekilde düzenlenmeli ve doğru aktarım sağlanmalıdır.

Dijital dönüşüm danışmanlığı hizmetinde olduğu gibi dijital dönüşüm uzmanlarının bazı sorumlulukları bulunmaktadır;

  • İşletmelerin ihtiyacı olan en doğru dijital dönüşüm sürecini belirlemek
  • İşletmelerin/kurumların dijital ortama aktarılması esnasında doğru teknolojiyi kullanabilmek
  • İşletmelerin hedeflediği dijital dönüşüm tasarruflarının gerçekleşmesini sağlamak
  • Dijital dönüşüm ile orantılı olarak verimliliğin ve kalitenin artırılması
  • Dijital dünyada yasalara uygun işler yapmak
  • Yeniliklere açık olmak
  • Dijital dünyadaki ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etmek
  • Olası yeniliklere kısa sürede ayak uydurabilmek, dijital dönüşüm uzmanının yerine getirmesi gereken görevleri arasındadır.

Dijital dönüşüm uzmanı olabilmek için mezun olunması gereken özel bir bölüm yoktur. Bu alanda pek çok farklı seviyede eğitim ve sertifika programı bulunmaktadır. İlgilenen kişiler kendi seviyelerine en uygun programa başvurarak eğitim alabilmektedir. Bunun yanı sıra dijital hizmet uzmanı olan kişilerin;

  • Analitik zekaya sahip
  • Yeni fikirler üretebilen
  • Gelişmelere açık
  • Teknolojiyi ve dijital dünyayı yakından takip edebilen ilgili kişilerden olması mesleki anlamda daha başarılı olmayı da sağlayacaktır.

Dijital Dönüşüm Stratejisi Nedir?

Dijital dönüşüm danışmanlığı ve dijital dönüşümle alakalı kavramlar, meslek grupları son dönemde oldukça yaygınlaşmıştır. Herhangi bir işin yapılış şekillerinin değiştirilmesi, verimliliğin artırılması ve hızlandırılması adına dijital ortamlarda gerçekleştirilen işlemlerin tümü dijital dönüşüm olarak tanımlanmaktadır.

Dijital strateji, gerçekleştirilen bu işlemlerin, yeniliklerin ve dijital dünyaya aktarımların sağlanması esnasında en doğru yolun izlenmesi ve doğru teknolojinin kullanılması anlamına gelmektedir. Yani bu sürecin en doğru ve en planlı şekilde yürütülmesi “dijital strateji” olarak tanımlanmaktadır.

Dijital Dönüşüm Süreci Nedir?

Dijital dönüşüm süreci bazı aşamalardan oluşmaktadır. Bu aşamaların gerçekleşmesi ve doğru şekilde uygulanması, projelerin daha fazla başarı elde edebilmesini sağlamaktadır. Dijital dönüşüm sürecinin aşamaları şöyledir;

  • Stratejilerin belirlenmesi
  • Belirlenen stratejiler için en uygun kadronun oluşturulması
  • Ürün ve hizmetlerin pazarlanması
  • Verimin artırılması ve maliyetin azaltılması dijital dönüşüm sürecinin tamamını oluşturmaktadır.

Bu süreçler dijital dönüşüm danışmanlığı ve dijital dönüşüm uzmanları tarafından yakından takip edilmekte olup, doğru yöntemler uygulandığı taktirde başarıya ulaşmama ihtimali yoktur.

Şirketlerde Dijital Dönüşüm Süreci Nedir?

Dijital dönüşüm sadece teknoloji alanında yapılan yatırımlar ve gelişmeler olarak değerlendirilmemelidir. Yönetim danışmanlığından başlayan bu süreç dijitalleşme ile devam etmektedir. Öncelikle şirket stratejisi ve kuruluş amacı tespit edilmeli ve buna uygun bir hizmet politikası belirlenmelidir.

Doğru stratejinin belirlenmesiyle dijital dönüşüm danışmanlığı sayesinde başarılı olmak ve kısa sürede hedeflerin gerçekleştirilmesi çok daha mümkün olacaktır. Bu nedenle özellikle gelişen dünyada danışmanlık hizmetleri almak oldukça profesyonel ve doğru bir yaklaşım olacaktır.

Dijital Dönüşüm Aşamaları

Dijital dönüşüm çok genel anlamda 4 aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla;

  1. Dijital dönüşümün ve gerekli adımların planlanması
  2. Dijital dönüşümün test edilmesi
  3. Dijital dönüşüm stratejilerinin uygulanması
  4. Uygulanan stratejilerin değerlendirilmesi ve rapor edilmesi, şeklinde devam etmektedir.

Öncelikle marka ya da işletme için en doğru strateji belirlenmeli ve süreç en doğru ve en profesyonel şekilde ilerletilmelidir. Bu süreç, dijital dönüşüm danışmanlığı hizmeti veren kişiler ya da şirketler tarafından yakından takip edilmelidir.

Dijital Medya ve Pazarlama Bölümü Nedir?

Dijital medya ve pazarlama bölümü, değişen teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkmış yeni eğitim alanlarından birisidir. Bilinen pazarlama yöntemlerinin dijitalleşme süreciyle değişmesi ve özellikle sosyal mecraların dijital pazarlamaya olan katkıları göz önünde bulundurularak tercih edilen bölümler arasındadır.

Bu alanda, e-ticaret, Google ADS, SEO, mobil pazarlama, web tasarım, grafik tasarım gibi alanlarda eğitim verilmekte ve dijital dönüşüm dünyasına uygun kişiler yetiştirilmektedir. Dijital medya ve pazarlama bölümü, önlisans alanında 2 yıllık bir eğitim hizmeti vermektedir. Bu bölümden mezun olan kişiler gerekli mesleki yeterliliğe sahip olduğu taktirde dijital dönüşüm danışmanlığı, sosyal medya uzmanlığı gibi alanlarda çalışabilmektedirler.

Dijital Dönüşüm Danışmanlığı Maaşları

Dijital dönüşüm danışmanlığı maaşları oldukça merak edilen konulardan bir tanesidir. Ancak alınacak ücret iş tecrübesine ve hizmet verilen işletmenin büyüklüğüne göre değişkenlik gösterebildiğinden bu konuda net bir bilgi bulunmamaktadır.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/dijital-donusum-danismanligi/feed/ 0
Pazarlama İletişimi İçin 5 Psikolojik Strateji https://www.webtures.com/tr/blog/pazarlama-iletisiminize-entegre-edebileceginiz-5-psikolojik-strateji/ https://www.webtures.com/tr/blog/pazarlama-iletisiminize-entegre-edebileceginiz-5-psikolojik-strateji/#comments Fri, 09 Oct 2020 18:47:28 +0000 https://www.webtures.com.tr/blog/?p=14579 Kendimizi her türlü ikna edici tekniğe karşı bağışıklığı olan, son derece zeki bireyler olarak düşünmeyi seviyoruz, ancak ister gazete reklamı veya YouTube videosu olsun, bunlardan her gün etkilendiğimizi fark etmiyoruz. Nöronlarımız sürekli görsel açıdan etkileyen görseller ve kararlarımızı şu ya da bu şekilde etkileyen işitsel uyaranlarla uyarılıyor. Daha önce psikolojik stratejileri duymadıysanız, işte size hızlı bir giriş! Bunları basitçe, insanları ve kararlarını etkilemek için kullanılabilecek, psikoloji kavramlarından yola çıkarak kullanılan teknikler olarak düşünebilirsiniz.

En İyi 5 Psikolojik Strateji

Anchoring Bias – Tuzak etkisi olarak da bilinir, size iki seçenek sunan biri,  karşınıza diğer seçeneklerden daha pahalı olan üçüncü bir seçeneği getirdiğinde ortaya çıkar, böylece karşılaştırma yaptığınızda ilk iki seçenek size daha uygun fiyatlı görünür. Örneğin, bir web sitesinde fiyatı 500 dolar olan iki telefonu karşılaştırıyorsunuz ve hemen altında “Buna Bakan Kişiler Şunları Satın Aldı” adlı bir bölüm ve orada sıralanan 700 dolar ve üzeri fiyata satılan telefonları görüyorsunuz. Kendinizi birdenbire fiyatı 500 dolar olan cep telefonunu almaya ikna olmak üzeresiniz, çünkü bilinçaltında kafanızdaki tüm matematiği yaptınız; ne kadar tasarruf edeceksiniz, pahalı telefonların fiyatının ne kadar değer kaybettiğini vb ve kendini onaylama süreci başlar.

Halo Etkisi – İnsanlar duygularıno içgüdüsel olarak iyi niyetle ilişkilendirir. Kullanıcılarınıza hoş bir deneyim sunabiliyorsanız, ister komik bir animasyon, trafik kazaları hakkında üzgün ama anlamlı bir reklam ya da sadece güçlü bir altyazı içeren görüntü olsun, insanlar olarak bunu bir ürün veya marka ile bağdaştırıp iyi niyetle ve dostça karşılık verme eğilimindeyiz. Bu nedenle içerik pazarlaması gün geçtikçe daha da popüler hale geliyor. Anında unutulacak sıradan bir pazarlama mesajı yerine maceracı deneyimler yaratmak revaçta.

Sosyal kanıt – Sosyal varlıklar olarak, kararı kendimiz veremediğimizde başkalarının görüşlerine danışırız. Akranlarımızın konu hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğu ve bu nedenle görüşlerinin önemli olduğu varsayımımız, kararlarımızı şekillendirmektedir. Sosyal kanıtların en yaygın görülen örneklerinden biri olarak şu verilebilir: komedi programlarında yapılan şakalara komik olmasa bile yine de gülüyoruz. Peki neden? Çünkü bilinçaltında ortama uyum sağlamaya çalışıyoruz. Kimse o şakadan anlamayan kişi olmak istemez. Dijital pazarlamada farklı sosyal kanıt türleri vardır – Yorumlar, Sosyal Filtreler ve Sosyal medya beğenileri, doğrulanmış hesap vb.

Sosyal filtreler ürün sayfasında görüntülenir ve bu filtrelerin başlığı aşağıda belirtilenlerle benzerlik gösterir:

  • Bunu satın alan kişiler bunları da aldılar
  • Bu Ürüne Bakanlar Aynı Zamanda Şu Ürünleri de İnceledi
  • Bunu inceleyen kişiler şu ürünleri satın aldı.

İşin bir de sosyal medya boyutu var. Sürekli sosyal medyayı kullanan bir kullanıcının gözünde değersiz içeriklere ve milyonlarca beğeniye sahip ve doğrulanmış bir facebook hesabı, birkaç bin beğenisi ve kaliteli içerikleri olan bir sayfadan daha değerlidir. Bunun sebebi daha fazla beğeniyi ve takipçiyi statüyle bir tutmamız. İmajı üzerinde çok çalışılmış içi boş bir hesap, çok iyi kurulmuş başarılı bir marka olarak gösterilebiliyor. Bu yüzden birkaç yıl önce markaların içeriğe odaklanmak yerine sosyal medya için sahte hayranlar satın aldığını görüyorsunuz. Şimdilik bunun iyi bir hamle olduğunu düşünebilirsiniz, çünkü son birkaç saniyede sosyal kanıt hakkında yazılanları okuyordunuz. Ancak, işin aslı böyle değil. Markaların yaptıkları sahte sosyal kanıt üretmek, bir aldatmaca olmakla birlikte, nihayetinde geri tepecek ve o dönemde sahte sosyal kanıtlarla elde edilen statüyü /markayı gölgede bırakacak.

Her şey karşılıklı –  Verdikçe karşılığını alırsınız. Biri bize iyilik yaptığında, karşılığını vermezsek kendimizi kötü hissetmeye başlar ve bir şeyler yapma arzusu duyarız. Bu bizim doğamızda var. Size bir örnek vereyim.

Siz: Hey Jason, bu projeyi yapmama yardım edebilir misin? Geç olduğunu biliyorum, sadece yarın toplantı için bunu bitirmek istiyorum. Bir saatten fazla sürmez.

Jason – Hmm, çok özür dilerim ama şu an yapamam.

Siz: Tamam, sorun değil. Yarın köpeğimi yürüyüşe çıkarabilir misin? Ben geç kalabilirim.

Jason: Elbette, sorun değil.

Bu konuşma çok daha iyi bir şekilde gerçekleştirilebilir, ancak asıl nokta, daha büyük bir istekle başlayıp daha küçük bir talebe razı olursanız, insanların evet deme şansını önemli ölçüde artırabileceğinizdir. Bunun oldukça kolay bir şekilde gerçekleşmesinin sebebi, karşınızdaki kişiyi rica ettiğiniz şeyi reddettiği için kötü hissettirmeniz ve bu sebeple daha küçük bir ricayı gerçekleştirmeye razı olup bunu iyi bir pazarlık gibi değerlendirmesidir.

Kıtlık –  Bir de çook eski bir kavram olan kıtlık prensibi var, insanların sahip olamadıklarını ve sınırlı sayıda olan şeyleri istemesi. İnternette dolaşırken sınırlı sayıda bir ürünle karşılaştığınızda içinizde ona sahip olma istediği uyandığını fark ettiniz mi? Bunun sebebi ne? Aslında ürünü istemiyor olabilirsiniz ama ona sahip olamayacağınızı düşünmek, onu daha fazla istemeniz için yeterli bir nedendir. Bir başkası sizin de istediğiniz bir ürüne ilgi  gösteriyorsa, bu araba satıcılarının neden birden fazla potansiyel alıcıyı aynı anda davet ettiğini açıklar, rekabet kaygıyı yayar ve bu satış yaparken çok güçlü bir araç olabilir.

İşte kıtlık ilkesini içeren birkaç dijital pazarlama örneği

  • Sınırlı Süre
  • Stok Miktarı Göstergesi
  • Çevrimiçi Teklif Verme
  • Özel Gün Fırsatları
  • En iyi kara cuma fırsatları

Peki bu taktikler neden işe yarıyor? Çünkü bilinçaltında insanların satın almakla ilgilendiği ve dolayısıyla miktar olarak sınırlı bir ürünün iyi bir fırsat olduğu sonucuna varıyoruz. Burası aynı zamanda kıtlık ve sosyal kanıtın birlikte çalıştığı yerdir – Bunu herkes satın alıyor mu? Öyleyse harika olmalı, ben de almalıyım.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/pazarlama-iletisiminize-entegre-edebileceginiz-5-psikolojik-strateji/feed/ 1
WhatsApp Pazarlamanın Avantaj ve Dezavantajı https://www.webtures.com/tr/blog/whatsapp-pazarlama-avantaj-ve-dezavantaj/ https://www.webtures.com/tr/blog/whatsapp-pazarlama-avantaj-ve-dezavantaj/#respond Thu, 25 Jun 2020 13:59:37 +0000 https://www.webtures.com.tr/blog/?p=14784 WhatsApp’ın arkadaşlarımız, ailelerimiz ve müşterilerimizle olan ilişkimizi değiştirdiğini inkar edemeyiz. Mesaj alışverişi yapmak, fotoğraf, video göndermek, grupların bir parçası olmak, çoğu insan için günlük bir rutindir. Hepimizin yaptıkları ilk şey uyandığımızda WhatsApp’a göz atmaktır. WhatsApp Pazarlama, bu alışkanlıklarımız ile hayatımıza giren bir kavram olmuştur.
WhatsApp Pazarlama Avantajları ve Dezavantajları

WhatsApp Pazarlama Nedir?

WhatsApp Pazarlama; uygulamayı markalar ve şirketler için kitleleriyle erişim ve diyaloglarını genişletmeleri için belirli bir kanal haline getiren bir stratejinin adıdır.Herhangi bir SMS veya arama ücreti olmadan video görüşmesi, sesli arama ve diğer WhatsApp kullanıcılarıyla sohbet etmenizi sağlar.
Daha önce, uygulama sadece basit bir haberci olarak görülse de , bugün WhatsApp’ı bir pazarlama olarak kullanmak mümkündür. Bununla birlikte insanların birbirleriyle ilişkilerini değiştirdi ve her türlü bilgiyi viralize etmenin en hızlı yollarından biri haline dönüşmeye devam edecektir.
İnternet ölçüm ve araştırmaları merkezi Gemius Türkiye, en güncel verilere göre Facebook’un anlık mesajlaşma uygulaması WhatsApp hakkında önemli veriler sundu ve ülkemizde 2019 Ekim tarihte açıkladıkları sonuca göre WhatsApp Türkiye’deki kullanıcı sayısı 43 milyon 464 bin olarak belirlenmişti. Bu veriler bizlere WhatsApp pazarlamanın, şirketler için yeni bir pazarlama anlayışını da bizlere göstermektedir.

Pazarlama için WhatsApp Kullanma İpuçları

  • İletileri toplu olarak göndermek istiyorsanız, gruplar değil posta listeleri oluşturun. Posta listeleri, birkaç kişiye, ancak özel olarak mesaj göndermenin bir yoludur.
  • Kişisel bir numaraya ve profesyonel bir numaraya sahip olun ve hizmet saatlerini tanımlayın.Akabinde bir Android cihazınız varsa profesyonel numarada WhatsApp Business kullanın.
  • Mümkünse, yalnızca reklamcılıkla ilgili olmayan bilgileri, ipuçlarını paylaşın. Örneğin, bir güzellik salonunuz varsa, işletmeniz ile ilgili trendleri veya bununla alakalı makaleler paylaşın.
  • Zaman kavramı oldukça önemlidir. Sadece pazartesiden cumaya mesai saatleri içinde mesaj gönderin. Ve bunu bir strateji sahibi olarak kullanın. Eğer bir restoran sahibiyseniz, günün menüsünü ve çok iştah açıcı bir fotoğrafla, müşterinizin aç olacağı saat 11’de gönderin.
  • Mümkün olduğunda, bilgisayarınızda WhatsApp Web kullanmaya özen gösterin.
  • Yedekleme sistemini etkinleştirin ve tüm konuşmaları kaydedin. Ne zaman ihtiyacınız olacağını asla bilemezsiniz.
  • Belki de en önemlisi, asla WhatsApp’ı pazarlama eylemleriniz için bir platform olarak kullanmayın. Diğer araçların yanı sıra e-posta pazarlamasını, sosyal medyayı her zaman keşfedin ve bu pazarlama türlerini sakın ihmal etmeyin.

Artık Pazarlama için kullanma ipuçlarını öğrendiysek gelin şirketiniz için sizlere nasıl avantaj veya dezavantaj sağlayacağını kısa maddeler halinde gelin beraber bakalım.

WhatApp Pazarlamanın 5 Avantajı

1 — Düşük maliyet (neredeyse sıfır)
2 — Hızlı iletişim
3 — Etkileyici ve yaratıcı teklifler ile promosyon oluşturma
4 — Müşteri ile birebir ilgilenme
5 — Metin, fotoğraf, resim, video ve daha fazlasına ek olarak gönderme

WhatApp Pazarlamanın 5 Dezavantajı

1 — Müşterilerin hızlı cevaplar beklemesi ile ortaya çıkacak sorunlar
2 —Aşırı reklam bildirimi
3 — Bazı cep telefonlarında aşırı bellek yetersizliği
4 — Gruplardaki alakasız bilgi miktarı.
5 — Gizlilik kaybı

Sonuç olarak; bir işletmeniz için yapacağız yatırımlar sizler için iyi yada kötü sonuçlar doğurabilir. WhatsApp Pazarlama içinde bu söz konusu olabilir. Avantajlarını ve dezavantajlarını iyi süzerek işletmeniz için sağlıklı sonuçlar elde edebilirsiniz.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/whatsapp-pazarlama-avantaj-ve-dezavantaj/feed/ 0
Başarılı Bir Reklam Kampanyasının 8 Bileşeni https://www.webtures.com/tr/blog/basarili-bir-reklam-kampanyasinin-8-bileseni/ https://www.webtures.com/tr/blog/basarili-bir-reklam-kampanyasinin-8-bileseni/#respond Sun, 31 May 2020 10:59:28 +0000 https://www.webtures.com.tr/blog/?p=14564 Başarılı bir reklam kampanyası oluşturmak, dijital uzmanlar tarafından hazırlanan iyi planlanmış bir stratejinin sonucu olup rastgele bir kişi tarafından yapılan bazı rastgele çalışmaların sonucu DEĞİLDİR.

Burada yaklaşık sekiz bileşenden bahsedeceğim, ancak kampanyanızı başarıya uygun kılan bileşenlerin hepsi bunlardan ibaret değildir. Hadi başlayalım:

a) İşletme makrosu hedefleri:

Her şeyden önce, dijital pazarlamanın bir şirketin veya bir markanın kullanabileceği birçok pazarlama çabasından biri olduğunu ve dijital pazarlamayı etkili kılan şeyin pazarlama faaliyetlerinin ve hatta satış faaliyetlerinin diğer tüm yönlerini desteklemesi olduğunu anlamamız gerekir. Tüm bu faaliyetler, şirketin veya markanın makro hedeflere hizmet etmek için birleştirilir. Başarılı bir reklam kampanyası oluşturmaktan önce, bu kampanyanın hizmet etmesini istediğim en büyük hedef nedir? Bir fikir bulmak ve bir sonraki bileşene atlamak için önce markanızın daha büyük hedeflerini yazmanız ve bu Makro hedeflerle uyumlu bir strateji geliştirmeniz gerekir.

b) Beyin fırtınası fikirleri:

Şirketin yönünü ve stratejinizi bildikten sonra, bu stratejinin kampanyanızda ve reklamınızda nasıl yansıtılacağı konusunda beyin fırtınası yapmaya başlamanız gerekir. Böylece kendinize şu soruları sormaya başlıyorsunuz: Fikrimde hangi stili veya ruh halinin olmasını istiyorum? Ciddi, Komik, havalı, profesyonel, şık.

– Bu fikirleri kime iletiyorum?

– Bu fikri izleyiciye nasıl ulaştırabilirim ve nasıl kolayca kavramalarını sağlayabilirim? UNUTMAYIN SADELİK BURADA KİLİT NOKTADIR.

– Aklınızdaki fikirleri yazın ve kreatif departmanıyla bunun üzerine tartışın, bu konu üzerinde düşünmelerine zaman tanıyın ve girdilerini toplayın.

c) Mikro hedef:

Şimdi kampanyanızın hedefini seçme zamanı. Örneğin: şirketin daha büyük hedefinin SATIŞ olduğunu varsayalım, o zaman kampanya hedefimiz sadece DÖNÜŞÜM mü olmalı? ….Hayır! Kampanya hedefinin daha büyük hedefle uyumlu olması gerektiğinden daha önce bahsettiğim doğrudur, ancak MARKANIN YAŞAM DÖNGÜSÜNÜ asla göz ardı etmemeliyiz. Biçok dijital pazarlama uzmanı bu hataya düşer. Şirketin hedefi satışsa, tüm reklamların satış ile ilgili olması gerektiğini düşünüyorlar. Markanın yaşam döngüsünü dikkate almayı unutuyorlar. Diğer bir deyişle, şirket kuruluş aşamasındaysa ne olacak? Bu yeni bir marka ve daha önce piyasada hiç kimse ismini duymadı. Tabii ki, şirketin hedefi satmaktır, ancak insanlar veya kitleler ürünleriniz/hizmetlerinize henüz güvenmemişken nasıl satış yapabilirsiniz?

İşte bazı ipuçları: – Markanın avantajlarını artırın – Sahip olduğunuz ürün veya hizmetlerin çeşitliliğini artırın – İnsanları ürünleriniz / hizmetleriniz hakkında bilgiye boğun – Ürünlerinizin / hizmetlerinizin arkasındaki değeri paylaşın Yeterli katılım ve trafik elde ettikten sonra ve insanlar markanıza güvenmeye başladıktan sonra, reklam kampanyalarınızda dönüşüm hedefini kullanmak etkili olacaktır. Bazı durumlarda, bazı e-ticaret  siteleri için ve birçok ülkede, dönüşümle başlamanın, marka lansman aşamasında olsa bile çok etkili olduğunu lütfen unutmayın. Önemli olan, farklı yaklaşımları test etmek ve markanız için en iyisini bulmaktır.

Lansman aşamasında satışların düşük olması beklenen bir şeydir, çünkü insanlar henüz kim olduğunuzu bilmiyor, neden size güvenmeliler? Büyüme aşamasında satışların arttığını görmeye başlıyoruz, bundan sonra ürün / hizmet bilgilerimizi artırıp ilgilenen insanların dikkatini çekiyoruz ve bize güvenmelerini sağlıyoruz, daha sonra dönüşüm (satın alımlar ve sepete eklemeler) elde etmek için dijital faaliyetlere başlayabiliriz.

d) Bütçe:

Bu soruyu çok sık alıyorum – “Bir kampanyaya ne kadar harcamam gerektiğini nasıl bilebilirim?” Çok karmaşık bir cevap bekliyorlar, ancak cevabım çok basit: 1- Bütçeniz nedir? Ne kadar harcama yapabileceğiniz ve harcamaya istekli olduğunuz.

2- Sektörünüzün piyasada rekabet durumu nedir? Aynı ürünleri / hizmetleri satan çok sayıda rakibiniz var mı?

3- Bütçenizi test edin: Küçük bir miktarla başlayın ve sonuçları görün. Hedeflediğiniz sonuçlara ulaşıyor musunuz? Beklenen sayıda gösterim alıyor musunuz?
Cevabınız hayırsa, bütçenizi yavaşça artırın; evet ise bütçenizin geri kalanını başka kampanyalarda da kullanıp kullanamayacağınızı veya mevcut başarılı kampanyanızı ölçeklendirip ölçeklendiremeyeceğinizi deneyin.

e) İyi daraltılmış Hedef Kitle:

Birçok kez duydum – “Markam için doğru kitlenin kim olduğunu bilmiyorum” Hedef kitleniz, bu ürünleri satmak istediğiniz ve ürünlerinizi satın almak isteyebilecek kişilerdir. Örneğin, kitap satıyorsanız, kitlenizin açıkça kitap okuyucusu olduğunu, genel olarak kitap sever olduğunu bilirsiniz. Kitlenizi daraltmak, ilgi alanları, davranışlar, demografik veriler, ülke, cinsiyet, yaş vb. gibi alanlarda daha spesifik olmanız anlamına gelir. Kitap örneğini ele alacak olursak, ne tür kitaplar var? Romantik, korku, bilim, eğitim, çocuklar, yetişkin kitapları. Belirli bir yaş aralığı seçin, gençlerin sevdiği şey 60 yaş üstü insanların sevdiği şeyle aynı değildir.

f) İyi düşünülmüş bir reklam metni yazma:

Reklam metninize neler dahil edilir?

– Kim: Bu, bu reklam metninde hitap etmek istediğiniz hedef kitledir. Bunları reklam metninizde belirtin. Örnek: Üç yaşından küçük çocukları olan tüm çalışan anneler için.

– NELER: Hedef kitlenizin sahip olabileceği bir sorunu ele alın ve çözümün sizin hizmetiniz veya ürününüz olduğunu vurgulayın Örnek: Çalışma saatlerinizde çocuklarınıza bakacak birini bulmak zorlaşıyor mu? Sally’nin bebek bakımı uygulaması sadece tek bir tıklamayla ihtiyacınız olan bebek bakıcısını bulmanızı sağlar.

– NASIL: nasıl rezervasyon yapabileceğinizi ve uygulamayı nasıl kullanacağınızı daha fazla açıklayın.

– NEREDE: Evinizden, ofisinizden veya tatilde ülke dışında olduğunuzda bile

Neden? Çalışan kadınları teşvik ediyoruz ve evleri, aileleri ve profesyonel yaşamları arasında denge kurma çabalarını destekliyoruz, onlara sahip olabilecekleri en iyi huzuru sağladığımızdan emin olmak istiyoruz.

– Harekete geçirici mesaj: Harekete geçirici mesaj, kitlenize hizmetinizi almak için ne yapacaklarını, nereye gideceklerini ve nereye tıklayacaklarını anlatmak içindir. Daha fazla bilgi edinmek için bizi arayın, bize mesaj gönderin, bizi ziyaret edin, şimdi alışveriş yapın, şimdi rezervasyon yapın veya şimdi indirin gibi emsajlar olabilir.

g) Kampanyanızı takip edin:

Bir web siteniz varsa ve kitlenizi siteye yönlendiriyorsanız, sayfanızı kaç kişinin ziyaret ettiğini ve kaç kişinin bir şeyler satın aldığını, kaç tanesinin rezervasyon yaptığını ve kaç potansiyel müşteri aldığınızı takip etmeniz gerekir. Takip, Google Analytics veya Facebook, Twitter veya LinkedIn gibi bazı reklamcılık platformlarında yerleşik olan gösterge tablosu üzerinden yapılabilir.

Şahsen her şeyi Google Analytics’e bağlamayı tercih ederim çünkü işleri daha net ve tek bir yerde yapmış olurum.

Temel olarak, edinme raporunda kampanya adınızı görebileceksiniz —> Tüm trafik —> Kaynak / araç, ancak önce “URL Parametreleri” alanında reklamınıza bir izleme kodu eklemeniz gerekir.> >

h) Kampanyanızı takip etmek ve optimize etmek:

Oluşturduğunuz kampanyayı takip etmek, kampanyanızı işlek tutmak için önemli bir faktördür.

Kampanyanızın iyi çalışıp çalışmadığını değerlendirmek için doğru metrikleri kontrol etmek çok önemlidir. Hedefiniz dönüşümse, ne kadar dönüşüm sağladığınızı, dönüşüm başına maliyetin ne kadar olduğunu, harcamanın ne kadar olduğunu sürekli olarak kontrol etmeniz gerekir. Hedef kitlenize ilişkin yolunda gitmeyen bir şeyler varsa, reklam metninizde yanlış bir şeyler olabilir veya belki de doğru insanları nasıl çekeceğinizi bilmiyor olabilirsiniz.

Kampanyanızın performansını artırabilmek için gerekli değişiklikleri yapmanız kampanyayı optimize etmenize olanak tanır. Kampanyanız zaten iyi performans gösteriyorsa da onu daha güçlü hale getirmeniz anlamına gelir.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/basarili-bir-reklam-kampanyasinin-8-bileseni/feed/ 0
Mobil Uygulama Geliştirme Trendleri https://www.webtures.com/tr/blog/en-iyi-mobil-uygulama-gelistirme-trendleri/ https://www.webtures.com/tr/blog/en-iyi-mobil-uygulama-gelistirme-trendleri/#respond Sat, 25 Apr 2020 14:00:43 +0000 https://www.webtures.com.tr/blog/?p=14588 Dünyada 7 milyardan fazla insan var ve bunun yaklaşık 4.7 milyar kadarı mobil kullanıcılar. İstatistikle, mobil zamanın% 90’nın uygulamalar için harcanmakta olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla, ne tür uygulamaların (veya özelliklerin) artmakta olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Mobil uygulama geliştirme alanında son birkaç aydır gözlemlediğimiz tüketici talebine bir göz atalım:

  • Mobil cüzdanlar: Giderek daha fazla insan çevrimiçi alışveriş yaparak zamandan kazanmak istiyor.
  • İletişimciler: Snapchat ve Facetime yeni Skype’tır, ancak mobilite arttıkça bunlarla sınırlı kalmayacaktır.
  • Asistanlar: Kullanıcılar günlük görevlerini optimize edebilir ve kişisel asistanlarla üretkenliği artırabilir.

Sürekli olarak tüketici talebini karşılayan mobil uygulama sahipleri başarı şanslarını artıracak. Giderek büyüyen uygulama pazarında yerlerini almalarını sağlayacak.

Size biraz bakış açısı kazandırması için şu söylenebilir; bu sene mobil uygulama geliştirme gelirinin 581,9 milyar dolara yükselmesi bekleniyor . Bu 2019’a kıyasla 120 milyar dolarlık bir artış.

Bu başarıyı sağlayan nedir? 2019’da yaratıcılığın önündeki engelleri aşan  en iyi mobil geliştirme trendleri var mıydı?

Çok değil.

Aslında, çok fazla ezber bozan uygulama geliştirici yoktu. Tanık olduğumuz şey teknoloji geliştirmeydi. Odak noktası hali hazırda pazarda olanı geliştirmekti, yenilikler getirmek değil.

Bu, yapay zeka ve artırılmış (veya sanal) gerçeklik gibi bilinen teknolojilerin yaygın bir şekilde üretilmesine neden oldu. Sonuç olarak, daha istikrarlı uygulamalar ,olağanüstü kalite ve deneyimler sunar.

Stack Overflow hakkında bilgi arayan kişi sayısı artmakta ve bunların %10’u mobil cihazlarla ilgili arama yapmakta.

Stack Overflow kurulduğundan beri zaman içinde, 2008’den beri kullandıkları etiketleri baz alarak trend olan teknolojilerin karşılaştırılmasına detaylı bir şekilde bakalım.

  • Android native (Kotlin) yaklaşık% 5
  • iOS native (Swift) yaklaşık% 2
  • React native % 1,2
  • Flutter % 1.5 civarında

Bu aynı zamanda uygulama pazarının mevcut durumuna da ışık tutuyor. Esas soru şu:

2020’deki en iyi mobil uygulama geliştirme trendleri neler olacak?

Bir göz atalım.

Uygulama Geliştirmede En Popüler Mobil Trendler

En yakın gelecek için mobil uygulama geliştirme tahminlerini bilmek ister misiniz?

O zaman 2020’de mobil uygulama geliştirmede neler beklediğimize bir göz atalım.

  1. Makine Öğrenimi Yapay Zekayı Daha Akıllı Yapacak

Yapay zeka ve makine öğrenimi uygulama geliştirmede bir öncelik olmaya devam edecektir. Hem işletmeler hem de tüketiciler, çalışmalarını ve yaşamlarını kolaylaştırmak için AI araçlarını benimsiyorlar.

Peki, makine öğrenme cephesinde neler değişecek?

Evrim büyük olasılıkla devrimden daha öncelikli olmaya devam edecektir. Arama önerileri, yazım düzeltmeleri ve ürün önerileri gibi şeyler için. daha fazla AI güncellemesi görmeyi bekliyoruz. Nihai hedef, sıkıcı ve zaman alıcı görevleri ortadan kaldırarak kullanıcıların günlük görevleri sorunsuz bir şekilde yapmalarını sağlamaktır.

Derin öğrenme ayrıca kullanıcıların günlük rutinlerini ve etkinliklerini analiz ederek yapay zeka üzerinde bir etki yaratacaktır. Sistem, kullanıcı deneyimini iyileştirmek için (örneğin önerilerde bulunmak) zaman içinde topladığı verilere dayanarak bir kullanıcının ihtiyaçlarını öğrenecektir.

Makine öğrenimi özellikli uygulamalara mükemmel örnekler Siri, Alexa ve Google Asistan verilebilir. Bunlar daha iyi ses ve yüz tanıma için optimize edilmektedir ve çok daha fazlasını yapabilirler. Örneğin, sizin için bir tasarı sipariş etme, canlı bir kişiyle randevu planlama veya Google Takviminize bir etkinlik ekleme.

Makine öğrenimi algoritmasına sahip bir mobil uygulamanın başka bir örneği Baby Guard (veya AI bakıcı). Bebeğinizi kamerada görebilmeniz için uygulama iki telefona kurulabilir.  Ses tanıma algoritması sayesinde, bebeğiniz ağladığında hemen bir bildirim alırsınız. Uygulamanın bebek ağlamasının ne olduğunu fark edebildiğinden, kreşten gelen sesler yüzünden yanlış gönderilen uyarılar hakkında endişelenmenize gerek kalmayacak.

  1. Güle Güle Smartphone, Merhaba (Neredeyse)Giyilebilir Ürünler

Giyilebilir cihazlara doğru büyük geçiş olduğunu gözlemliyoruz. Akıllı saatler, kilo verme ve kondisyon antrenman hedeflerine yardımcı olduğu için yaygın olarak bilinir. Sadece kalp atış hızınızı izlemekle sınırlı değiller. Ayrıca diğer parametreleri kontrol edebilir ve hatta bunları sağlık uygulamalarınıza rapor edebilirler.

Bu, kullanıcıların özellikle bir koşulla mücadele ederken sağlıklarını daha iyi izlemelerini sağlar. Mobil uygulamaları ölçekler, fitness ekipmanları ve ağırlıklar (jiroskop ve Bluetooth bağlantısıyla) gibi akıllı cihazlarla eşleştirmek kullanıcıların sağlıklarının tam analizini yapmalarını sağlar.

Giyilebilir cihazları uygulama geliştiricileri için ideal bir hedef yapan şey, sahip oldukları güçtür. Takılan işlemciler, piller ve bellek, aygıtlara güçlü uygulamaları işlemek için daha yüksek performans ve işlevsellik kazandırır. Kullanıcılar artık akıllı telefonlarına ihtiyaç duymadan giyilebilir cihazlarla tam bir deneyim yaşayabilirler.

  1. 5G ile Daha Hızlı ve Daha Güçlü Uygulamalar

Birkaç yılda bir, İnternet bağlantı hızlarında büyük sıçramalara tanık oluyoruz. Çevirmeli bağlantı zamanlarından beri uzun bir yol kat ettik ve şu anda 1.000 Mbps kadar yüksek indirme hızına erişmiş durumdayız.

Şimdilerde mobil cihazlara daha yüksek bağlantı hızları getirecek,    5G ağlarının dünya genelinde  hızlı bir şekilde benimsenmesini görüyoruz.  4G LTE’den 20 kat daha hızlı olduğu, saniyede 1 GB’a kadar çıkabileceği söyleniyor.

Bu da cihazlar arasında daha iyi çevrimiçi bağlantı olacağı anlamına gelir. Ancak bu sadece çevrimiçi iletişimi daha iyi hale getirmekle kalmayacak; 5G aynı zamanda drone’ları daha etkili bir şekilde kontrol etmenizi sağlayacaktır.

Manna ve Valqari gibi şirketler, bundan yararlanarak drone ile yapılan teslimatları bir hizmet olarak sunmaya başladı bile. Bu hizmet, restoranlar ve işletmeler tarafından müşterilere yiyecek ve paket teslim etmek için kullanılır.

5G ayrıca 3G ve 4G ağlarından daha güvenli olmanın yanı sıra büyük veri çağında (ve hatta daha büyük veri ihlallerinde) büyük bir endişe kaynağıdır.

Sunduğu hız ve güvenilirlik sayesinde, cihazları kaynak pahalı VR ve AR uygulama oyunları için yeterince güçlü hale getirecektir.

  1. AR / VR Daha Etkileyici Olacak

Artırılmış gerçeklikteki gelişmeler (sanal gerçeklik olarak da bilinir) oldukça etkileyiciydi.   ARKit (iOS) ve ARCore (Android) yükseltmeleri sayesinde, AR nesnelerini gerçek zamanlı olarak gerçek nesnelerin arkasına ve önüne yerleştirebilirsiniz.

Örneğin, bir iç mimari tasarım uygulaması: akıllı telefon kameranızı kullanarak belirli bir mobilya parçasının odanıza nasıl uyacağını görebilirsiniz.

Bu, Ikea gibi markaların müşteriler için iç tasarım uygulamaları geliştirmesini mümkün kıldı. Bosch ayrıca, hızlı bir şekilde kat planları basitleştirilmiş taslakları oluşturmanıza izin veren benzer (daha karmaşık olsa da) bir uygulamaya sahiptir.

Heritage Uygulaması gerçekliği boyamak için filtreleri kullanmanızı sağlayan bir başka dikkat çekici VR uygulaması. Bu özelliği dünyayı ünlü ressamların  (Picasso, Van Gogh ve Munch gibi) gözlerinden görmek için kullanabilirsiniz.

VR / AR’ın arkasındaki teknoloji oldukça gelişti ve bu uygulamalar için daha iyi optimizasyon ve istikrar sunuyor. Bu nedenle, daha fazla girişimciyi daha fazla sanal gerçeklik uygulaması oluşturmaya teşvik etmesi muhtemeldir.

  1. IoT Akıllı Evler Yaratmak İçin Kullanılmaya Devam Edecek

İnsanlar sadece akıllı cihazlar kullanmıyor, onlarla yaşıyorlar.  Google Home ve Apple Home sayesinde, tüketiciler konutlarını akıllı evlere dönüştürebilir. Bu, Google ve Apple ile uyumlu cihazlar kullanılarak mümkündür. Akıllı termostatların ve buzdolaplarının ötesine geçiyor. Hava temizleyicileri, evcil hayvan besleyicileri, lambalar ve panjurlar da dahil olmak üzere artık İnternet’e bağlı her türlü cihazı bulabilirsiniz.

Google ve Apple henüz yapılmadıysa bile yakın gelecekte daha fazla cihazı desteklemeye kararlılar.

  1. Uygulamalar Birden Çok Platformda Çalışacak

Android’de çalışan uygulamaların iOS’ta da çalışması gerek diye bir şey yok. Bu yüzden iki ayrı uygulama pazarı var. Ancak bu, birden fazla cihazda çalışan bir uygulama oluşturmanın imkansız olduğu anlamına gelmez.

Sadece akıllı telefonlar ve tabletlerden değil, masaüstü bilgisayarlardan da bahsediyoruz.

JetBrains’in Kotlin çok platformlu projelerinde gördüğümüz şey bu. Her üç platform için de uygulamalar geliştirmek için Kotlin gibi tek bir dil kullanabilirsiniz. Geliştiriciler sistemin her kısmı için kod yazabilir: arka uç, ön uç, mobil uygulamalar ve masaüstü uygulamaları.

Facebook, bu trendle ilk katılanlardan biriydi. React native platformu. React Native, geliştiricilerin tek bir kod temeli kullanarak iOS ve Android için mobil uygulamalar yazmasına olanak tanır. JavaScript ile yazılmış, ancak yerel kodda oluşturulmuştur.

Flutter, geliştiricilerin tek bir kullanarak( Dart ile yazılmış kod tabanı) mobil, web ve masaüstü için uygulama oluşturmalarını sağlayan başka bir platformdur. Daha çok yeni olmasına rağmen oldukça ilgi görüyor.

Bu çapraz platform çözümleri için geleceği umut verici kılan şey, Google, JetBrains ve Facebook gibi büyük şirketler tarafından desteklenmeleridir. Gelişmeye devam etme konusundaki kararlılıklarıyla, önümüzdeki yıllarda yaygın iyileşmeler görmeyi bekleyebiliriz.

  1. Donanım Mobil Uygulama Geliştirmede Rol Oynar

Uygun iç çalışmalar olmadan, uygulamalar bugün olduğu gibi en iyi performansı gösteremez.

Yıllar geçtikçe akıllı telefonların, giyilebilir cihazların ve tabletlerin hız, depolama ve genel yeteneklerini donanımlarına borçluyuz.

Peki, donanımın mobil uygulama trendleri üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cihazların şekli aynı kalacaktır (şık, büyük ekranlar). Bununla birlikte, bunların içinde kullanılan donanım, daha fazla RAM, daha fazla depolama alanı ve daha hızlı işlemciler gibi daha iyi parametrelerle birlikte gelir.

Ayrıca, pil ömrü ve fotoğraf özellikleri alanlarında da iyileştirmeler göreceğiz. Kullanıcılar telefonlarını yeniden şarj etme ihtiyacı duyana kadar telefonu daha uzun kullanabilecek, çarpıcı videolar ve fotoğraflar çekebilecekler.

Donanım yükseltilmeye devam ettikçe, daha büyük, daha iyi, daha hızlı ve daha güçlü mobil uygulamalar için potansiyel de artacaktır.

Mobil Uygulama Geliştirme Eğilimlerini Takip Etmek

Peki, 2020’de dikkat etmeniz gereken ana eğilimler nelerdir?

En çok dikkat edilecek şey teknolojinin ilerleyişidir. Donanım iyileştikçe, geliştiriciler uygulamalarını geliştirmeye ve iyileştirmeye devam edecekler.

Bu, mobil uygulamaların olgunluğunu artıracak ve daha fazla kullanıcı deneyimi sağlayacak uygulama pazarının sürekli gelişimine yol açacaktır.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/en-iyi-mobil-uygulama-gelistirme-trendleri/feed/ 0
Google Search Console Tarama Hataları https://www.webtures.com/tr/blog/google-search-consoledaki-site-haritalari-ve-tarama-hatalari/ https://www.webtures.com/tr/blog/google-search-consoledaki-site-haritalari-ve-tarama-hatalari/#comments Tue, 17 Mar 2020 12:54:51 +0000 https://www.webtures.com.tr/blog/?p=14577 Google interneti tarama konusunda oldukça iyi olmasına rağmen, yeni veya popüler olmayan web sitelerinin Google’ı doğru yönlendirmesi gerekiyor, Google’ın varlığınızı keşfetmesi zaman alabilir.

Google’da bir URL olup olmadığını öğrenmenin en kolay yolu, Google aramada “site:” komutunu kullanmaktır.

Örnek – site: webtures.com/tr

Bu sorgu Webtures.com/tr’den dizine eklenen tüm sayfaları gösterir doldurur. Eğer hiçbir sayfa çıkmazsa robots.txt dosyası tarafından dizine eklenmeme komutu verilmiştir veya Google henüz sayfayı taramamıştır.

Sıfırdan başlıyorsanız, yapmak istediğiniz ilk şey  Google Search Console hesabı oluşturup site haritanızı yollamak.

Bir site haritası, web sitenizdeki tüm sayfaları içeren bir XML dosyasıdır; Google’ın taramasını ve dizine eklemesini istediğiniz tüm URL’ler hakkında bilgi vermenizi sağlar.

Tarama durumunu kontrol etmek için arama konsolunda bir URL de arayabilirsiniz. Url’yi GSC’nin üst arama çubuğuna yapıştırın, sayfanızın Google’da olup olmadığını gösterir. Aradığınız url Google’da değilse, istek dizine eklemeyi tıklayabilirsiniz; Google bot, sayfayı birkaç saat veya gün içinde (tarama bütçenize bağlı olarak) tarar.

WordPress, Squarespace, Wix ve Shopify gibi çoğu platform otomatik olarak site haritaları oluşturur ve root klasörünüzde bulunabilir. Var olup olmadığını onaylamak için alaniniz.com/sitemap.xml adresini arayın. Değilse,  bir çevrimiçi araç veya Screaming frog SEO spider  gibi bir tarayıcı kullanmalısınız.

Daha yeni web siteleri için, site haritasını gönderdikten sonra web sayfalarınızın Google’da görünmesi birkaç gün sürebilir. Gönderilen tüm URL’lerin geçerli olup olmadığını ve herhangi bir hatanın ortaya çıkıp çıkmadığını öğrenmek için Google Search Console’daki dizinin altındaki kapsama bakın.

GSC’de görünebilecek farklı hatalar

  • Sunucu hatası (5xx) – Sunucuya erişilemiyor
  • Yönlendirme Hatası – Var olmayan bir sayfaya yönlendirme
  • Gönderilen URL Soft 404 gibi görünüyor – Sayfa 200 kodu (bulundu) döndürüyor, ancak üzerinde çok az içerik olduğu için Google botuna 404 gibi görünüyor
  • Gönderilen URL noindex olarak işaretlendi – Sayfa site haritasında var, ancak Google bot’a sayfayı hariç tutmasını bildiren noindex yönergesi var
  • Gönderilen URL robots.txt tarafından engellendi – Sayfa site haritasında var, ancak robots.txt dosyası tarafından dizine eklenmesi engelleniyor
  • Gönderilen URL, yetkisiz istek döndürüyor (401) – Site haritasında şifre korumalı sayfa
  • Gönderilen URL’de tarama sorunu var – Google bot sayfayı taramaya çalışırken sayfadaki resim, JavaScript veya CSS gibi kaynaklar yüklenemedi
  • Gönderilen URL bulunamadı (404) – Sayfa bulunamadı

Bu hataların çoğu basittir ve düzeltilmesi kolaydır. Her hatayı düzelttikten sonra düzeltmeyi onayla’yı tıklamanız gerekir; Google bot, sorunun çözüldüğünü doğruladıktan sonra sayfayı yeniden tarar ve hatayı GSC hesabınızdan kaldırır.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/google-search-consoledaki-site-haritalari-ve-tarama-hatalari/feed/ 1
En İyi UX Tasarım Ajansını Nasıl Bulursunuz? https://www.webtures.com/tr/blog/en-iyi-ux-tasarim-ajansini-nasil-bulursunuz/ https://www.webtures.com/tr/blog/en-iyi-ux-tasarim-ajansini-nasil-bulursunuz/#respond Mon, 09 Mar 2020 09:48:00 +0000 https://www.webtures.com.tr/blog/?p=14274 Bir şirket işletiyorsanız ve mevcut bir ürünü geliştirmek veya yeni bir ürün oluşturmak istiyorsanız, muhtemelen kendinize “Ürünün başarılı olması için onu nasıl geliştirebilirim?” Diye soruyorsunuzdur. Ancak sizin fikriniz ve kullanıcı algısı farklı olabilir. Bu nedenle, anlamsız çalışmalardan ve kaynak israfından kaçınmak istiyorsanız, ürününüzün mükemmel bir şekilde hazırlanması gerekir. Ayrıca, işletmeler ve kullanıcılar arasındaki ilişki üzerine uzmanlaşmış, UX tasarımı üzerine kurulmuş bir ajansla çalışmayı düşünebilirsiniz.

UX tasarımıyla ilgilenen ajanslar, başarılı ürün geliştirme konusunda önemli rol oynar. Rakiplerinizi ve pazarı araştırır, kullanıcılarınızı tanır ve ürününüzün kullanıcılar tarafından istendiğinden, onların işlevsel ve kullanıcı dostu olduğundan emin olurlar. Bir UX ajansı, çeşitli süreçler yoluyla bir ürünü pazara sunmadan önce yaşayabileceğiniz birçok zorluğu ortadan kaldırabilir ve bir ürün lansmanının farklı aşamalarında size yol gösterebilir. Birçok durumda size akıllıca, değerli fikirler sunarak profesyonel rehberlik edebilir ve hatta ürününüzün başarısı için bir araç haline gelebilirler.

Şu durumda aklınızdan “En iyi UX tasarım ajansı nasıl bulunur?” sorusu geçiyor olabilir. Bu makalede, sizin için doğru ajansı ararken değerlendirebileceğiniz birkaç değerli ipucu bulacaksınız. İşe en başından başlayalım, UX tasarımcıları.

UX ajansı mı yoksa şirket bünyesinde çalışan bir tasarımcı mı?

Her şirkette kurum bünyesinde çalışanlar veya dışarıdan kaynak yapılan ajans görevlileri tarafından yerine getirilmesi gereken roller ve sorumluluklar vardır. Aynı durum UX tasarımı için de geçerlidir. Bir UX tasarımcısı işe alabilir ve onu ekibinize dahil edebilirsiniz veya kurum dışındaki uzmanların deneyimine güvenebilirsiniz. Her iki çözümün de avantajları olduğu kadar dezavantajları da vardır.

Bir ajansın deneyimi ve becerileri vardır.

Her şeyden önce, bir ajans, çeşitli müşterilerle birçok projede çalıştığından geniş bir portföye sahiptir. Ajans ekibinin birikmiş deneyimi her zaman tek bir UX tasarımcısından çok daha gelişmiş olacaktır. Bir UX ajansı size farklı becerilerini de sunabilir. Ekibin her üyesinin kendi uzmanlığı vardır ve her biri tasarımın belirli bir bölümüne odaklanırlar.

Bir UX tasarımcısını ilk kez işe alırken, kendi prosedürlerinizi ve iş birliği kurallarınızı oluşturmanız gerekir. Bir UX ajansı ile çalışmak, tüm tasarım sürecini oluştururken ihtiyaç duyduğunuz zamandan tasarruf etmenizi sağlar, çünkü ajans bu süreci geliştirme konusunda uzun zamandır çalışmakta ve her gün bu süreçleri uygulamaktadır.

Böylece ajans size hem zaman kazandırır ve hem de paradan tasarruf etmenizi sağlar.

Ayrıca, bir UX tasarımcının günlük işlerinde ihtiyaç duyulan araçlardan da biraz tasarruf etmiş olursunuz. Invision veya Sketch gibi profesyonel uygulama lisansları için ödeme yapmanız gerekmez. Ajans, tasarımcılarının çalışmalarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu araçları zaten satın almıştır.

Ajans, muhtemelen şirkete dahil edeceğiniz bir UX tasarımcısından daha hızlı çalışacaktır. Şirketin dışından kaynak edilen uzmanlar, yüksek kaliteli projeleri mümkün olan en hızlı şekilde sunarlar ve şirketiniz bundan faydalanabilir. Bir ajansla çalışmaya başlamanızdaki adaptasyon süreci, şirketinize yeni katılacak bir çalışanınkinden daha hızlı olacaktır.

Son olarak, bir UX ajansı ile iş birliği yapmanız size projenin maliyetlerini kontrol etme imkanı verir. Bir ajansla çalışmadan önce projenin tam olarak ne kadar tutacağını, ne kadar süreceğini ve projeden hangi sonuçları bekleyebileceğinizi bilirsiniz.

Ajansı sürekli bilgilendirin…

Bir tasarımcıyı işe almak yerine, işleri bir UX ajansı ile yürütmenin bazı dezavantajları da var. Şirketinizin bünyesinde çalışacak bir UX uzmanının, dışarıdan tutulacak bir ajansa kıyasla şirket bilgilerine doğrudan erişimi daha rahat olacaktır. Ekibinizin bir üyesi, kuruluşunuzdaki diğer departmanlarla günlük olarak çalışır, böylece ürününüzdeki olası sorunları çok daha hızlı fark edebilir.

Ancak ajansla çalışmanın bu olumsuz yönlerinin üstesinden gelebilirsiniz. Bir UX tasarımı üzerine çalışan ajans modelini seçerseniz, ürünle ve tasarımla bağlantılı şirket içi süreçlerle ilgili tüm önemli bilgilerin paylaşılmasının çok önemli olduğunu lütfen unutmayın. Böyle yapmak hem size zaman kazandıracak hem de yaşanması olası hayal kırıklıklarının da önüne geçecektir.

İşini tutkuyla yapan bir UX tasarımcısını işe almak

Güçlü ve çekici bir markanız olduğunda, neredeyse herkes sizin için çalışmak isteyecektir. Ancak insanın sevdiği bir şirket ile çalışması ve hayranı olduğu bir firma için çalışması arasına oldukça büyük fark vardır. Şirket bünyesinde çalışan bir  tasarımcı, çalışmalarına görev aldığı marka ile hayat verebilir. Bu oldukça değerli bir fırsat.

Günlük çalışma rutini düşünüldüğünde, yeni fikirlerin ortaya çıkması ve günlük görevlerin yerine getirilmesi açısından dış kaynaklı tasarımcılardan daha iyi performans gösterecek bir çalışanın olması anlamına gelebilir. UX tasarım sonucuna ilişkin sahiplenme dürtüsü ve kişisel sorumluluk seviyesi, şirketi seven bir çalışanda dış kaynaklı bir ajansa oranla daha fazladır.

Şirket bünyesinde çalışan bir tasarımcıya uzun vadeli bakış

Bir UX ajansı bir müşteriyle sınırlı bir süre boyunca belirli bir proje üzerinde çalışır. Ajansın ekibi görevleri yerine getirip belirli süre sonra projeden ayrılacakken, şirketin bünyesinde çalışan bir tasarımcı belirli tasarımlar hakkında uzun vadeli düşünmeye çok daha fazla zaman ve çaba harcayabilir.

Şirket bünyesinde çalışan tasarımcılar belirli bir ürünün veya hizmetlerin UX’ini düzenli olarak değerlendirebilir ve neredeyse her gün iyileştirmeler üzerinde çalışabilirler. İş birliğinin kapsamı veya sözleşmenin süresi ile sınırlandırılmamışlardır. Ancak şu unutulmamalıdır ki, şirket bünyesinde çalışmak üzere bir UX tasarımcısı işe almak; bir UX ajansı ile iş birliği yapmaktan daha büyük bir yatırımdır. Her durum farklıdır ve akıllıca seçim yapmak zorundasınız.

Yetkin bir ajansı ortalama bir ajanstan nasıl ayırt edersiniz?

UX ajans pazarı sürekli büyümektedir. Beraber çalışabileceğiniz ajans sayısı o kadar fazladır ki, doğru UX ajansını seçerken karar süreci gittikçe zorlaşmaktadır. Bununla birlikte, yetkin bir ajansı ortalama bir ajanstan ayıran birkaç faktör vardır. Kiminle çalışmak istediğinize karar verirken aşağıda listelenen maddelere dikkat edin:

  • Ajansı sadece dış kaynak kullanımı olarak görmeyin, UX danışmanlığı da isteyin. Ajansınız bu durumda gerçekten iş ortağınız olmalıdır. Dış kaynak olarak tutulan tasarımcılar sadece size operasyonel hizmetler sunmakla kalmamalı, aynı zamanda iş ihtiyaçlarınızı karşılayacak en iyi çözümü önermelidirler. Yetkin bir UX ajansı, ürününüzü etkileyen ve UX’i onlarla uyumlu hale getiren unsurları dikkate alır.
  • Ajansın portföyündeki örneklere göz atın. Her UX tasarım ajansı size portföyünü sunacaktır. Ajansın web sitesinde veya Behance profilinde sunulan daha önceki çalışmalarını gözden geçirirken, sadece UX tasarımının görünümünü ve yarattığı hisse bakmayın. Aynı zamanda önceki müşteriler için hayata geçirilen projelerin gerçek iş değeri getirdiğinden emin olun.
  • Ajansın süreçleri hakkında daha fazla bilgi edinin. Her ajansın kendi çalışma tarzı ve bir UX tasarım süreci vardır. Çalışmak istediğiniz ajansı seçmeden önce, ekibin UX tasarımı yaparken sadece içgüdülerine göre mi yoksa araştırma odaklı mı çalıştığını kontrol edin. Kullanıcıların ürününüzden beklentilerini ve onların davranış kalıplarını bilmek, iyi UX tasarımının en önemli kısmıdır.
  • Farklı becerilere sahip bir ekibi tercih edin. UX ajansları genellikle sadece bu uzmanlığa odaklanırken, piyasada size daha çeşitli beceriler sunabilecek kişiler vardır. Yapacağınız iş birliğinden en iyi şekilde faydalanmanızı sağlayacak ve size iş geliştirme, markalaşma, büyüme stratejileri veya pazarlama gibi konularda da yardımcı olabilecek bir ajansı seçmelisiniz.

Bir UX tasarımcısını iyi yapan özellikler nelerdir?

UX tasarımcıları başarılı ürün geliştirmenin temelini oluşturur. Çoğunlukla kullanıcı deneyimine, yani ürünün potansiyel müşterileriniz tarafından nasıl algılanacağına odaklanırlar. Bu sadece görsel tasarımdan ibaret değildir. Bununla birlikte, işlevsellik, ne tür bir kullanıcı etkileşiminin etkinleştirildiği ve ürün kullanımının kolaylık derecesi gibi konular da önemlidir.

  • Empati kurabilme. Bir UX tasarımcısı kullanıcıların ihtiyaçlarını anlamalıdır, başka bir kişinin duygularını ve yaşadıkları şeylere karşı duyarlılığını anlayabilmesi gerekir.
  • Araştırma becerisi, başarılı ürün geliştirmenin temel taşıdır. Bu nedenle, bir UX tasarımcısı üst düzey kalite ve kullanılabilirlik konularında uzmanlığa sahip harika bir araştırmacı olmalıdır. Bilgiyi nasıl kullanacaklarını ve toplayacaklarını bilmenin yanı sıra onun değerini nasıl ölçeceklerini de bilmeleri gerekir.
  • Şema tasarımı oluşturma ve anlaşılabilir bir bilgi mimarisi oluşturabilmek, ürününüzün çerçevesini oluşturmak, UX tasarımcılarının yetkin olması gereken önemli bir işlemdir.
  • Kullanıcılar, iş ortakları ve diğer ekip üyeleriyle çalışmak için çok zaman harcayacakları için mükemmel iletişim becerilerine sahip olmalıdır. UX tasarımcıları fikirlerini ve çözümlerini günlük olarak açıklar ve sunarlar. Bununla birlikte sürekli geri bildirim alış-verişinde bulunurlar. Bireylerarası temel iletişim becerileri olmadan bu görevleri gerçekleştirmek oldukça zor olurdu.
  • İşin büyük bir kısmı sorun çözmek ve zorlukları minimuma indirgemek olacağından, özgüven ve sorun çözme becerisi oldukça önemlidir.
  • Deneyim. Meşk kemale erdirir. Bu nedenle, tasarımcı daha önce çeşitli projelerde yer aldıysa; süreci hızlandırma, en iyi çözümleri bulma veya daha iyi danışmanlık yapma olasılıkları daha yüksektir.

En iyi UX ajansı nasıl seçilir?

Başarılı bir lansman söz konusu olduğunda deneyim çok önemli bir kriter olabilir. Günümüzde, yapım ekiplerinden potansiyel iş ortaklarına kadar birlikte çalışmayı düşündüğümüz çoğu şirketin portföyünü kontrol ediyoruz. UX tasarım ajansları ile de durum bundan farklı olmamalı.

  1. En iyi kararı vermek için, öncelikle ajansın geçmişte yapmış olduğu projeleri doğrulamalısınız. İşleri başarıyla sonuçlandı mı? Belki siz veya arkadaşlarınız onların ürünlerini her gün beğenerek kullanıyorsunuzdur? Bunlar güvenilirliğin iyi olduğuna işaret eder. Diğer işletmeler için harika işler başarabilmişlerse, sizinle de başarıyı yakalama olasılıkları yüksektir.
  2. Şirketin yeterli kaynağa sahip olup olmadığını kontrol etmek önemlidir. Ürün geliştirme, lansmanın bir aşamasıdır. Peki ya diğer aşamalar? Deneyimli bir UX ajansı, tüm süreç boyunca ortaya çıkabilecek sorunların farkında olacaktır. Böylece, UI tasarımı, geliştirme ve ürün bakımı gibi diğer alanlarda da size tavsiyede bulunabileceklerdir. UX tasarımının ötesindeki alanları kapsayan geniş bilgileri, başlangıçtan itibaren en uygun çözümleri seçmenizde size yardımcı olacaktır. Sonuç olarak; ürünün harika göründüğü, ancak beklenen başarıyı yakalanamaması sebebiyle yeniden tasarlanması gibi durumlardan kaçınmış olacaksınız. Dijital bir ürün geliştirme süreci çok karmaşık olabilir, bu nedenle deneyimli bir şirketin verebileceği tavsiyesiler olası birçok sorunu çözebilir, böylece size zaman kazandırabilir.
  3. Her müşteri benzersizdir. Bu nedenle, UX ajanslarının portföylerine bakarken, nasıl çözüm sunduklarını düşünün ve belirli iş hedeflerine yaklaşın. Bir tasarım şirketi, kullanıcılar ve iş arasında bir köprü olmalıdır. Şirketin geçmişteki projeleri sizinkilerle alakalı mı? Her ürün kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmalıdır. Bu, amaca uygun bir ara yüz, işlevsellik ve uygun estetik oluşturarak elde edilebilir. Bir sağlık uygulamasının tasarımı amacı için uygun mu? Ve bir tanışma web sitesinden farklı mı? Deneyimli bir UX ajansı, farklı müşteriler için en iyi seçimlerin nasıl yapılacağını bilir.

Bir tasarım danışmanlığı için iyi bir yaratıcı UX brifing nasıl yazılır?

UX tasarım hizmetleri sunan bir ajans olarak, düzenli olarak yeni projeleri verimli bir şekilde takip etmek zorundayız. Özellikle yeni bir ortaklığın başlangıcında, proje vizyonunun ne olduğunu, kullanıcıların kim olduğunu ve müşteri için en iyi çözümün ne olacağını bulmamız gerekiyor. İyi yazılmış bir UX brifingi, doğru bilgileri sağlayarak bize çok yardımcı olabilir.

UX brifingi nedir?

Bir UX brifingi, beraber çalıştığınız tasarım ekibinizin size yardımcı olmasına destek olan bir araçtır. Daha önce UX tasarım hizmetlerine ihtiyacınız olduysa, büyük olasılıkla bir UX ajansına brifing göndermişsinizdir. Brifingte muhtemelen tasarım probleminizin ne olduğunu ve nasıl çözülmesini istediğinizi belirlediniz, işinizi tanımladınız ve iş birliği seçenekleri hakkında sorular sordunuz. Bu bir UX brifingiydi ve sağladığınız bilgiler, hangi yanıtı aldığınız üzerinde doğrudan etkili oldu.

Bir UX danışmanlık ajansıyla iyi bir iş birliği için UX yaratıcı brifinginin önemi

Belki de birkaç ajansa UX brifingi gönderdiniz, ancak karşılığında aldığınız yanıtlar hayal kırıklığı yarattı ve en önemli sorularınıza cevap vermedi. Artık her bir UX ajansına daha kesin bilgi sağlamak veya yeni potansiyel ortaklar bulmak için zaman harcamak zorunda olduğunuz için bu büyük bir sorundur. Özellikle yaklaşan son teslim tarihleriyle başınız dertteyse bu durum zaman kaybetmenize sebep olup sinirlerinizi bozmakla birlikte, ortak olmayı seçtiğiniz UX stüdyosuyla aranızda ciddi iletişim sorunlarına yol açabilir.

Öte yandan, UX brifinginiz gerekli tüm verileri içerecek şekilde hazırlanmışsa, UX ajansları mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarınızı ve şirket içi süreçlerinizi dikkate alarak hızlı bir şekilde kapsamlı teklifler oluşturabilir. Kendi programlarına bakabilir ve gerçekleşmek üzere olan iş birliğinizi planlayabilirler. Son olarak, size sundukları çözümler sizin durumunuza özel olarak uyarlanacaktır. İstenilen sonuç çok geniş kapsamlı olduğunda ayrıntılı bir brifing hazırlamak için gerekli zamanı ayırmak yerinde olacaktır.

İyi bir UX brifinginin içeriği

İyi bir UX brifingi için tek bir “doğru” şablon olmasa da, ihtiyacınız olan şey brifinginizin içermesi gereken öğeleri hatırlamaktır. İsterseniz ilham veren materyaller gibi ekstra içerikler de ekleyebilirsiniz, ancak aşağıda listelenenlerden birini atlamak tasarımcınızın kafasında karışıklığa neden olabilir.

Sorunun Tanımı

Kullanıcılara özgü sorunları çözmek için iyi uygulamalar mevcuttur ve aynı şey iyi UX tasarımı için de geçerlidir. Kullanıcılara bilgi aktarmada, onlarla etkileşime geçmede veya onları harekete geçirmede karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Dönüşümü iyileştirmeniz ve ziyaretçilerin sayfadan çıkma oranını (bounce rate) azaltmanız mı gerekiyor? Kullanıcılarınız belirli bir noktada alıcının yolculuğundan vazgeçiyor mu? Hangi sorunları çözmek istediğinizi açıkladığınızdan ve tasarım ekibinizin ihtiyaçlarınızı anlamasına yardımcı olacak tüm uygun verileri sağladığınızdan emin olun.

Hedefler. Çözümler değil!

Yoğun ticari deneyime sahip yaratıcı bir ekiple çalışacağınızı unutmayın. Proje hedefleri belirlemek istiyorsunuz, evet, ancak ekibinize kendi çözümlerinizi sunarsanız, onların tam potansiyellerinden yararlanamazsınız. Bunun yerine, ulaşılmasını istediğiniz hedefleri tanımlayın. Mümkünse, geçmişte talep ettiğiniz ama sonuç alamadığınız çözümleri veya yaklaşımları da tanımlayabilirsiniz.

Proje Kapsamı

Tasarım ekibinden neler beklediğinizi ve görevlerinin kapsamını aşan şeylerin neler olduğu konusunda çok net olmalısınız. Yanlış bilgilendirme sonucu ekibinizi ihtiyaç duyduğunuzdan daha fazlasını veya azını sağlamaya yönlendiren durumlardan kaçının.

Ürün Tanımı ve Gerekli Bilgiler

Ürününüz, pazarınız ve kullanıcı tabanınız hakkında yazın. USP’nizi (eşsiz satış vaadi), kullanıcıların şikayetlerini (pain point), mevcut davranışlarını (her türlü analitik veri ile destekleniyorsa özellikle yararlıdır) ve kendinizi rekabetten nasıl ayırmayı planladığınız hakkında genel bilgileri ekleyin. UX iş stratejinizi doğrudan etkileyen bir faktör olduğundan, stratejinizi tanımlamak için biraz zaman ayırmanız yerinde olacaktır.

Proje hedefleri ve başarının tanımı

Hedefler ve başarının tanımı genellikle brifingin (ve genel olarak projelerin) gözden kaçan önemli bir unsurdur. Birçok kişi vizyonlarına o kadar odaklanır ki, başarıyı nasıl ölçeceklerini tanımlamayı unuturlar. Bu durum, projenin teknik olarak tamamlandığı, ancak başarılı olup olmadığına karar vermenin zor olduğu garip bir durumla sonuçlanır. Bu hatayı yapmayın, özellikle bir tasarım veya teknoloji ortağıyla çalışırken, başarının tanımını yapmak düşük kaliteli hizmet almanızın önüne geçer. Ekibinize proje hedeflerini tanımlamanız ve görevlerini başarılı bir şekilde tamamlamak için neler yapmaları gerektiğini iletmeniz, işletmenizin lehine olacaktır. Ekibinizle bu noktada hemfikir olduğunuzdan emin olmak için kriterler oluşturabilirsiniz.

Bütçe ve proje zaman çizelgesi

Ekibinizin, ürününüzü oluşturmak için ne kadar harcama yapmak istediğinizi bilmesi gerekir. Önerdikleri çözümler bütçenize göre ayarlanacaktır. Proje kapsamı da burada devreye giriyor: ekibinize tasarım sürecinin belirli unsurlarını mı yoksa maliyeti etkileyebilecek tasarımları mı istediğinizi bildirdiğinizden emin olun. Tasarım ekibiniz brifinge dayanarak kendi önerilerini yapacaktır. Yine de özellikle belirtmek istediğiniz önemli bir şey varsa, onu mutlaka brifinge ekleyin.

Son teslim tarihleri de aynı derecede önemlidir. Ürünün kısa sürede hazır olması gerekiyorsa, tasarım ekibiniz biraz daha büyük olmalı veya baskı altında çalışmaya hazır olmalıdır. Ayrıca hızlı bir şekilde uygulanabilecek çözümler önereceklerdir. Tasarım ekibinizin hazırladığınız zaman çizelgesini anladığından emin değilseniz, önerdikleri çözümleri zamanında teslim edemediklerinde şaşırmayın.

İç süreçlerinize göz atın

Ekibiniz ve süreçleriniz hakkındaki ince detaylar (tasarım ekibinizin iletişim kuracağı kişilerin iş unvanları, ana paydaşlar ve karar vericiler, birlikte çalışabilecekleri diğer ajanslar veya UX tasarım sürecine istediğiniz katılım düzeyi gibi), sorunsuz bir iş birliği için büyük bir adım olabilir. Birçok tasarım şirketi, işletmenizin işleyiş biçimine uyum sağlamak için kendi süreçlerinde ayarlamalar yapmaktan veya iletişim akışını planlamaktan mutluluk duyar. Ancak böylesi bir durumda onları önceden bilgilendirmeniz gerekir.

Ek gereksinimler

Brifinginizin işletmenize özgü gereksinimleri içerdiğinden emin olun. Bu gereksinimler, kullandığınız teknolojiyle, markanızla veya ürününüzü etkileyen yasal sorunlarla ilgili olabilir. Kullanıcılarınız belirli tasarım kararlarına kötü tepki verebilecek belirli bir kültürden geliyorsa, bunu ekibinize bildirin. Başarılı olmak için onları destekleyin. Sonuçta, sunabilecekleri en iyi sonuçları görmek istiyorsunuz.

Yukarıdaki maddeler beraber çalışacağınız bir tasarım stüdyosu ararken yazacağınız UX brifingini oluştururken dikkat etmeniz gereken temel yönergelerdir. Beraber çalışacağınız tasarım ekibinizle net bir şekilde iletişim kurmanıza yardımcı olacaklardır. Bu yönergelerin ayrıntılı olması gerekmez. İşletmenizi en iyi siz bilirsiniz ve özel ihtiyaçlarının farkındasınızdır. Brifingi hazırlarken bunlar aklınızda bulunsun. Böylece verimli bir iş birliğine başlayacaksınız.

En iyi UX tasarım ajansı ortaklığının size katkıları nelerdir?

Doğru UX tasarım ajansını seçmek stratejik bir karardır. Farklı süreçler ve yöntemler ürününüzü bambaşka bir seviyeye taşıyabilir. UX ajansları sadece kullanılabilirlik ve işlevsellikle ilgilenmez, aynı zamanda ürünün doğru kitlesine ulaştığından emin olur. Aynı zamanda kitlenizin ne istediğini bilirler. Dahası, ajansınız bir lansmanın diğer aşamalarında size yardımcı olacak kadar hazır ve deneyimliyse baştan sona bir çözüm elde etmiş olursunuz. Bu da sizi başarıya daha çok yaklaştırır. Bu yüzden en iyi ajansı seçtiğinizden emin olmak çok önemlidir.

]]>
https://www.webtures.com/tr/blog/en-iyi-ux-tasarim-ajansini-nasil-bulursunuz/feed/ 0