FBA Nedir?

Fulfillment by Amazon, satıcıların ürünlerini Amazon’un depolarına göndermesine ve buradan müşterilere doğrudan teslim edilmesine olanak tanıyan bir hizmettir. Bu model, Amazon’un global altyapısından yararlanarak, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ürünlerini milyonlarca Amazon müşterisine sunmasını sağlar. FBA ile satıcılar, lojistik süreçlerin karmaşıklığından uzaklaşır ve satışlarını artırma potansiyeline odaklanabilirler.

Amazon FBA Nasıl Çalışır?

Amazon FBA süreci, satıcıların ürünlerini Amazon’un belirlediği fulfillment merkezlerine göndermeleriyle başlar. Amazon, bu ürünleri kaydeder ve envanterini yönetir. Bir müşteri satıcıların ürünlerinden birini satın aldığında, Amazon paketleme ve kargo işlemlerini üstlenir ve ürünü müşteriye teslim eder. Ayrıca, Amazon FBA kapsamında, müşteri hizmetleri ve iade yönetimi de Amazon tarafından sağlanır, bu da satıcıların operasyonel yükünü önemli ölçüde azaltır.

Amazon FBA’da Nasıl Satış Yapılır?

Amazon FBA’da satış yapmak için satıcıların öncelikle Amazon Satıcı Hesabı açmaları ve FBA programına kaydolmaları gerekir. Daha sonra, satılacak ürünlerin listelenmesi, uygun fiyatlandırmanın belirlenmesi ve ürünlerin Amazon’un fulfillment merkezlerine gönderilmesi gerekmektedir. Satıcılar, ürünlerinin fiyatını ve stok durumunu Amazon Satıcı Merkezi üzerinden yönetebilirler. Amazon FBA, satıcıların Amazon Prime gibi özel programlara erişim sağlamasına ve böylece müşterilere daha hızlı teslimat seçenekleri sunmasına olanak tanır.

Amazon FBA Kullanmanın Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Amazon FBA Kullanmanın Avantajları

Amazon FBA kullanmanın avantajları arasında, satıcıların Amazon’un dünya çapında tanınmış marka güvenilirliğinden ve geniş müşteri tabanından faydalanması yer alır. Amazon Prime üyelerine sunulan hızlı kargo seçenekleri, satıcıların ürünlerini daha çekici hale getirirken, müşteri hizmetleri ve iade işlemlerinin Amazon tarafından yönetilmesi, satıcıların iş yükünü hafifletir. Ayrıca, Amazon’un global lojistik ağı sayesinde, satıcılar uluslararası pazarlara kolayca erişebilirler.

Amazon FBA Kullanmanın Dezavantajları

Amazon FBA ücretleri, özellikle düşük marjlı ürünler için, satıcıların karlılığını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, envanter yönetimi tamamen Amazon’a bırakıldığı için, satıcıların stok seviyeleri ve ürün rotasyonu üzerinde daha az kontrol sahibi olmaları söz konusu olabilir. FBA kullanan satıcılar, ayrıca Amazon’un sıkı politika ve kılavuzlarına uyum sağlamak zorundadır, bu da bazı esnekliklerin kaybedilmesine neden olabilir.

Amazon FBA’de Satış Yapmanın Maliyeti Nedir?

Amazon FBA’nin maliyeti, birkaç farklı ücrete bölünür: stoklama ücretleri, işlem ücretleri ve ek hizmet ücretleri.

• Stoklama ücretleri, satıcıların ürünlerini Amazon’un depolarında tutma maliyetine dayanır ve bu ücretler genellikle metrekare başına ve depolama süresine göre hesaplanır.
• İşlem ücretleri, bir ürün satıldığında, paketleme, kargo ve müşteri hizmetleri gibi hizmetler için alınır.
• Ek hizmet ücretleri, isteğe bağlı hizmetler için uygulanabilir ve bu hizmetler ürün hazırlığı, etiketleme veya hızlandırılmış kargo gibi öğeleri içerebilir.

Bireysel Satıcı ve Profesyonel Satıcı Arasındaki Farklar

Amazon’da iki tür satıcı hesabı bulunmaktadır: Bireysel ve Profesyonel. Bireysel satıcılar, ayda 40’tan az ürün satmayı planlayan küçük satıcılar veya yeni başlayanlar için idealdir ve her satılan ürün başına sabit bir ücret öderler. Profesyonel satıcı hesabı, ayda 40’tan fazla ürün satmayı planlayan işletmeler için uygundur ve aylık sabit bir ücret karşılığında, satılan her ürün için ek ücret ödemezler. Profesyonel hesaplar, satıcılara analitik araçlara erişim ve çoklu ürün listeleme gibi ek avantajlar sağlar.

Amazon Ücretleri

Amazon, satıcıların ürünlerini platformunda listeleyip satmaları için çeşitli ücretler alır. Bu ücretler, referans ücretleri, değişken kapanış ücretleri ve FBA ücretleri gibi çeşitli kategorilere ayrılır. Referans ücretleri, satılan her ürün için satış fiyatının bir yüzdesi olarak alınır ve kategoriye bağlı olarak değişir. Değişken kapanış ücretleri, genellikle medya ürünleri için uygulanır ve her satış işlemi için sabit bir tutardır.

Envanter Ücretleri

Envanter ücretleri, Amazon’un fulfillment merkezlerinde saklananların Amazon’un geniş ve etkin lojistik ağından yararlanarak ürünlerini daha hızlı ve güvenilir bir şekilde müşterilere ulaştırabilmesi yer alır. Bu, özellikle Amazon Prime üyelerine yönelik hızlı gönderim seçenekleri sunarak müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırmada önemlidir. Ayrıca, FBA, satıcıların müşteri hizmetleri ve iade yönetimi gibi zaman alıcı işlemlerden kurtulmalarını sağlar. Bu hizmet, küçük işletmelerin ve yeni başlayanların rekabetçi bir pazarda daha hızlı büyümelerine olanak tanır.

Amazon FBA Ne Kadar Kazandırır?

Amazon FBA ile kazanç, satıcının ürün çeşitliliği, fiyatlandırma stratejisi, ve pazarlama çabalarına bağlı olarak geniş bir aralıkta değişebilir. Başarılı bir FBA işletmesi, satıcının ürünlerinin pazardaki talebine, rekabet durumuna ve operasyonel verimliliğine bağlı olarak yüksek kar marjlarına ulaşabilir. Satıcılar, Amazon’un analitik araçlarını kullanarak satış performansını izleyebilir ve optimize edebilirler. Yüksek dereceli müşteri yorumları ve sıkı envanter yönetimi, satışları ve dolayısıyla kazançları artırmada kritik öneme sahiptir.

Amazon FBA ile FBM Arasındaki Farklar Nedir?

Amazon FBA (Fulfillment by Amazon) ve FBM (Fulfillment by Merchant), Amazon üzerinden satış yapmanın iki temel yöntemidir. Her iki modelin sunduğu avantajlar ve zorluklar, satıcıların iş modellerine, maliyet yapılarına ve operasyonel tercihlerine bağlı olarak değişiklik gösterir. FBA, Amazon’un lojistik ve müşteri hizmetlerini devralmasını içerirken, FBM, satıcıların tüm bu süreçleri kendi yönetmelerini gerektirir.

• Lojistik ve Depolama:

FBA: Amazon, satıcının ürünlerini depolar ve siparişlerin paketlenmesi, sevkiyatı ve iadeleri yönetir.

FBM: Satıcılar, kendi depolarını kullanarak sipariş işleme, paketleme ve sevkiyatı kendileri gerçekleştirir.

• Müşteri Hizmetleri:

FBA: Amazon, satıcı adına müşteri hizmetleri ve iade işlemlerini üstlenir.

FBM: Satıcılar, müşteri soruları ve iade işlemleri dahil olmak üzere tüm müşteri hizmetlerini kendileri sağlar.

• Maliyet Yapısı:

FBA: Satıcılar, depolama ve işlem ücretleri gibi FBA hizmet ücretlerini öder.

FBM: Satıcılar, kendi lojistik maliyetlerini (depolama, kargo, paketleme malzemeleri vb.) kendileri karşılar.

Amazon FBA Türkiye

Amazon FBA Türkiye, yerel ve uluslararası satıcıların Türkiye pazarına erişimini kolaylaştıran bir hizmettir. Türkiye’deki e-ticaret pazarının büyümesiyle birlikte, Amazon FBA, yerel satıcıların ürünlerini Amazon’un global müşteri tabanına sunmasına ve uluslararası satıcıların Türkiye’deki müşterilere ulaşmasına olanak tanır. FBA Türkiye, satıcıların lojistik süreçlerini optimize etmelerine, müşteri memnuniyetini artırmalarına ve işlerini genişletmelerine yardımcı olur. Türkiye’deki FBA kullanıcıları, Amazon’un lojistik altyapısından ve müşteri hizmetlerinden tam olarak yararlanabilir, bu da onlara rekabetçi bir avantaj sağlar.

İşletmeler, kendi içerisinde çözemediği sorunlar ile karşılaştığında bu sorunun çözülebilmesi adına bağımsız kişilerden destek alabilmektedir. Bu kişiler yönetim danışmanlarıdır ve stratejik yönetim, finansal yönetim, pazarlama, dijital dönüşüm gibi alanlarda pek çok çözüm yolu sunabilmektedirler.

Danışmanlık hizmetlerinde pek çok farklı alanda sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Bu durumlarda öncelikle danışmanlık yönetimi ve danışmanlar tarafından mevcut problemler incelenerek durum değerlendirmesi yapılmakta sonrasında gelişme alanları ve gerekli stratejiler belirlenmektedir.

İşletmeler ya da büyük şirketler için iş ve gelişme noktasında sürekliliği sağlayabilmek adına bazı problemlerle karşılaşılabilmektedir. Bu sorunlar genelde yönetim ve strateji konularında görülmektedir. Yönetim danışmanlığı, bu noktada sorunları değerlendirerek çözüm üretme ve öneriler sunmak üzere hizmet vermektedir.

Yönetim Danışmanı Nedir? Ne İş Yapar?

Yönetim danışmanlığı alanında hizmet veren işletmelerin, şirketlerin gelişmelerini sağlayabilecek çözüm yolları üreten kişilere yönetim danışmanı denilmektedir. Bu kişiler, öncelikle firmalara, işletmelere bir sistem kazandırmayı hedeflemektedirler ve verdikleri hizmet pazarlama, stratejik yönetim, dijital dönüşüm gibi alanlarda konuya göre şekillenmektedir.

Şirketlerin ve büyümek, gelişmek isteyen her işletmenin verimlilik ve üretkenlik olmak üzere iki ana hedefi vardır. Bu nedenle işletmeler bu alanda uzman, yetenekli, danışmanlık kabiliyeti bulunan kişilerden yardım almak istemektedirler. Çözüm önerileri, mevcut gelişmeler ve izlenmesi gereken yollar yönetim danışmanları tarafından belirlenmektedir.

Yönetim danışmanları, danışmanlık hizmeti verdikleri işletmelerde büyüme ve gelişmeyi en üst düzeye çıkarma, stratejik önerilerde bulunma ve işletmenin değerini artırma gibi konulardan sorumludur. Danışmanlık hizmeti veren bu kişiler, işletme ve iletişim becerilerini kullanarak sorunların kısa sürede, doğru şekilde çözülmesini sağlamakta ve bu sayede işletmelerin üretkenliğini ve verimliliğini de artırmaktadırlar.

Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri İşletmelere Nasıl Fayda Sağlar?

Yönetim danışmanları, işletmelerin sorunlarına çözüm önerileri üretirken verimliliği sağlamak adına da çalışmalar yürütmektedir. Bu noktada müşteri portföyü ve hedef kitle hakkında doğru analiz yapabilmek verimliliği önemli oranda etkileyecek faktörlerden birisidir.

Peki yönetim danışmanları ile çalışmak işletmelere nasıl bir fayda sağlamaktadır? Yönetim danışmanları; analitik düşünebilme özelliğine sahip, çözüm odaklı, geniş tecrübeye sahip, yenilikçi ve dikkatli kişilerden oluşmaktadır. Bu özelliklere sahip kişilerden danışmanlık hizmeti almak işletmelere bazı faydalar sağlamaktadır;

• Siparişlerde gecikmelerin önüne geçilmesi
• Üretimin hızlanması ve kayıpların azalması
• Zaman ve iş gücünden tasarruf sağlanması
• Müşteri ilişkilerinin ve müşteri memnuniyetinin artması
• Kaliteli bir çalışma ortamının sağlanması
• Ürün çeşitliliğinin artması
• Mevcut ürünlerin geliştirilmesi yönetim danışmanlığı hizmetinin işletmelere sağladığı faydalar arasındadır.

Yönetim Danışmanı Olmak İçin Hangi Bölüm Okunmalı?

Danışmanlık hizmetleri, son yıllarda çok yükselişe geçmiş bir meslek dalı olması nedeniyle yönetim danışmanlığı eğitimi oldukça merak edilen bir konu haline gelmiştir. Yönetim danışmanı olabilmek için mezun olunması gereken özel bir bölüm bulunmamaktadır.

Ancak sayısal zekasını daha fazla kullanabilen, analitik düşünme kabiliyetine sahip, işletme, matematik, ekonomi gibi bölümlerden mezun olan kişiler, danışmanlık hizmetlerine daha kolay uyum sağlayabilmektedir. Bu noktada yönetim danışmanlığı hangi bölüm sorusundan ziyade hangi eğitimlerin alındığı çok daha önemlidir.

Danışmanlık hizmetleri için özellikle bir bölümden mezun olma şartı aranmasa da devlet ya da özel kurumlardan gerekli eğitimlerin alınması, belirli bir yeterliliğe sahip olunması oldukça önemlidir. Alınan eğitimler ve elde edilen sertifika sonucunda strateji, yönetim, dijital dönüşüm gibi alanlarda hizmet vermekte olan danışmanlık şirketlerinde iş sahibi olabilmek mümkündür.

Kurumsal Yönetim Danışmanlığı Nedir?

Kurumsal yönetim danışmanlığı, işletmelerin, şirketlerin kurumsallaşma süreçlerinde olması gereken yönetim kurulu, denetim kurulu gibi yapıların oluşturulmasını sağlamak üzerine çalışan danışmanlık hizmetlerinden bir tanesidir.

Kurumsal danışmanlık hizmetlerinde önemli olan şirket faaliyetlerinin devam etmesi, üretim ve verimliliğin sekteye uğramamasıdır. Aynı zamanda üst yönetim kadrosu ve yönetim kurulu üyelerinin ve diğer yapıların düzene oturtulması ve aynı doğrultuda ilerlemesi adına çalışmalar yürütülmektedir.

Kurumsal Danışman Nasıl Olunur?

Kurumsal danışman olabilmek için üniversitelerin psikoloji, işletme, uluslararası ilişkiler, sosyoloji, çalışma ekonomisi gibi bölümlerinden mezun olunması gerekmektedir. Bunun yanı sıra özel ya da devlet kurumlarından alınabilecek olan kişisel gelişim eğitimleri de bu alanda iş bulabilmeyi kolaylaştırmaktadır.

Kurumsal yönetim danışmanlığı hizmetlerinde, alınan eğitimler dışında bu kişilerin;

• Ekip çalışmasına uygun
• Analitik düşünmeye sahip
• Planlı, programlı
• İletişim becerisi yüksek
• Yeni fikirlere açık
• Verileri analiz edebilme
• Danışmanlık hizmetleri hakkında yeterli bilgi birikimine sahip olması gerekmektedir.

Stratejik Yönetim Danışmanlığı Nedir?

Stratejik yönetim danışmanlığı, bir işletmenin en önemli kriterlerinden olan müşteri memnuniyeti, çalışanların memnuniyeti, ürün kalitesi, iş verimliliği gibi önemli konuların ayrı ayrı değil, ortak bir güç olarak kullanılması durumuna verilen isimdir.

Stratejik danışmanlığın amacı, şirketlerin değişimlere kısa sürede ayak uydurabilecek hale getirilmesi hatta bu değişime liderlik yapabilecek konumda bulunabilmesidir. Bu alanda önemli olan belirli bir plan yaparak bu plana sadık kalmak değil, her zaman en iyiyi en mükemmeli bulmak üzere çalışmalar yapmaktır. Stratejik danışmanlık bu yönüyle oldukça geniş bir alandır.

Küreselleşen dünya rekabetin de artmasına neden olmuştur. Bu nedenle stratejik planlama ve yönetim danışmanlığı bu alanda kendini geliştirmek, gelecek yeniliklere hazırlamak isteyen işletmeler için vazgeçilmez hale gelmiştir ve bu alanda çalışmalar hız kesmeden devam etmektedir.

Stratejik Yönetim Süreci Nedir?

Stratejik yönetim, öncelikle işletmelerin iç ve dış etmenlerinin dikkatli olarak takip edilmesiyle ilgilenen bir süreçtir. Bu işlemlerin gerçekleştirilmesi, işletmelerin hangi durumda olursa olsun, gerekli değişiklikleri doğru zamanda yapabilmesini amaçlamaktadır.

Stratejik yönetim süreci işletmelerin, kuruluş amaçlarını, vizyonunu ve misyonunu yerine getirebilmesini ve rekabet ortamında bir adım öne geçmesini sağlayabilecek stratejilerin oluşturulması ve düzenli bir şekilde yönetilmesi süreci olarak açıklanmaktadır.

Stratejik yönetim sürecinin aşamaları şöyledir:

1. Stratejik bilinç
2. Stratejiyi uygulayacak kişilerin belirlenmesi ve görevlendirilmesi
3. Stratejik analiz
4. Stratejik yönlendirme
5. Strateji oluşturma
6. Stratejileri uygulama
7. Stratejilerin kontrol edilmesi

Stratejik yönetim aşamaları, yöneticilerin stratejik bilince sahip olmalarından itibaren başlanmakta olup, diğer işletmelerin stratejilerinin önüne geçmek ve bu alanda daha başarılı olmak amaçlanmaktadır.

Stratejik yönetim danışmanlığı, sektörde yaşanan değişimlere ayak uydurarak bu değişimlere liderlik yapabilecek yeteneğe sahip olabilmeyi amaçlamaktadır. İşletmeler için her zaman en iyisini, en mükemmelini elde etmek için çalışmak, heyecanı hiç eksilmeyen bir yolculuk olarak tanımlanmaktadır.

Yönetim Danışmanı Ne Kadar Kazanır? Yönetim Danışmanlığı Ücretleri

Yönetim danışmanlığı özellikle son yılların gözde mesleklerinden birisi haline gelmiştir. Dolayısıyla yönetim danışmanlığı maaş konusu da oldukça merak edilen bir konudur. Danışmanlık hizmetlerinde maaşlar bu alanda edinilen tecrübelere, alınan eğitimlere ve iş becerisine göre değişkenlik gösterebilmektedir.

Yönetim danışmanlığı konusunda net bir fiyat aralığı bulunmamakla birlikte, büyük işletmelerle çalışılması halinde başlangıçta 40.000 TL gibi ücretler kazanabilmek mümkündür. Ancak bu durum, işletmenin büyüklüğüne, sağlanan hizmetlere, iş tecrübesine ve alınan eğitimlere göre büyük oranda değişebilmektedir. Dolayısıyla bu alanda en doğru bilgi iş başvuruları esnasında elde edilebilmektedir.

Temmuz ayında başvuruları açılan Dijital Melek Yatırımcılık 2. Dönem Programı toplamda yaklaşık 1200 başvuru aldı.  Başvuruların fayda, özgünlük ve dijitalde büyüme potansiyeli gibi kriterler üzerinden titizlikle değerlendirildiği iki aşamalı eleme sürecinin sonunda 21-22 Ekim tarihlerinde gerçekleşen birebir görüşme ve sunum için 45 proje finale kaldı.. Yaklaşık 3 aylık süreç sonunda Appvice, EDSM, Bir Bilene Sor, Nar ve Nakitup projeleri dijital melek yatırım almaya hak kazandı. Her birine hiçbir bedel veya hisse talebi olmadan 50.000 TL’lik dijital pazarlama yatırımının yapılacağı 5 proje SEO, UX, sosyal medya yönetimi, Google Ads, growth hacking gibi alanlarda projelerinin dijitalde daha güçlü konumlanması için hizmet ve mentorluk alacak.

Kazanan girişimlerin detayları şöyle:

Appvice

Sabancı Üniversitesi bünyesinde başlatılan girişim hızlandırma merkezi SUCOOL’un desteklediği girişimlerden Appvice; diyet & sağlık, psikoloji, ilişkiler, astroloji, spor, anne & çocuk, kariyer & kişisel gelişim, öğrenci & eğitim ve diğer kategorilerinde deneyimli ve konusunda uzman danışmanlar tarafından, danışanlara daha mutlu ve kaliteli bir hayat sunmayı amaçlayan bir profesyonel danışmanlık hizmeti sunmakta. Uygulama, danışan kişilerin istedikleri zaman, 7/24 uzmanlara ulaşabilmesi ve danışmanlık hizmetini ulaşılabilir fiyatlarla sunabilmesiyle öne çıkıyor. Beta sürümü 2000 kişi tarafından kullanılan Appvice, danışman olarak hizmet vermek isteyen kişilerin yüzlerce danışana ulaşabilecekleri bir portföye sahip olma fırsatı sunuyor.

Bir Bilene Sor

Yıldız Kuluçka Merkezi’nde geliştirilen ve eğitime destek amaçlı bir mobil uygulama olan Bir Bilene Sor, 2015 ortalarında yayınlanan ve hızla popülerliği artan bir uygulama. YKS, YGS, LYS, TEOG, KPSS, ALES, DGS sınavlarına hazırlanan öğrenciler matematikten kimyaya, felsefeden Türkçeye kadar çeşitli ders kategorilerinde çözemedikleri soruların fotoğraflarını çekip göndererek diğer öğrencilerden yardım alabiliyorlar. Mobil sınav destek merkezi olarak konumlanan platformda paylaşılan soru sayısı 1 milyon eşiğini geçti. 150 binden fazla kullanıcıya ulaşan ve 57 milyondan fazla görüntülenen soru-cevap platformunda sayısı 150’yi geçen gönüllü öğretmenler de yer almakta. Ders çalışma takip sistemi ve rehberlik paketi ile “Hangi bölümü yazmalıyım?”, “Hangi konulara nasıl çalışmalıyım?”, “Günde kaç soru çözmeliyim?” gibi sorulara yanıt vererek öğrencilerin ders çalışırken ilerlemelerini takip etmelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyor.

Nar

Yüksek kiralar, tek başına eve çıkamama, ev arkadaşı bulamama, yurt kapasitelerinin yetersizliği gibi sıkıntılardan yola çıkan NAR, üniversite öğrencilerinin barınma problemlerine çözüm getirmeyi hedefleyen bir web platformu. 2017 yılında E-tohum ve İTÜ Çekirdek girişimleri arasından finale yükselen ve Mercedes-Benz tarafından Türkiye’nin en iyi 50 start-up’ından biri seçilen NAR platformu ile öğrenciler kendilerine en uygun yurdu, evi ve ev arkadaşını güvenle bulabiliyor. Barınma olanakları sunmanın yanında NAR üzerinden öğrenciler eşyalarını satışa çıkarabiliyor, kendileri de ihtiyaç duydukları eşyaları başka öğrencilerden satın alabiliyor. Sosyal ve teknolojik bir çözüm arayışından ortaya çıkan NAR, geniş yurt ve emlakçı ağı sayesinde üniversite öğrencilerine büyük bir ilan havuzu sunmayı ve öğrencilerin barınma ve barınma sonrası ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor.

Nakitup

Mayıs 2017’de SUCOOL desteği ile kurulan, sevdiğiniz marka ve ürünlerden alışveriş yaptığınızda nakit kazanmanızı sağlayan bir yeni nesil dijital promosyon ve marka bağlılığı platformu olan Nakit Up tüketicilerin günlük alışverişlerinden tasarruf yapmasını, para kazanmalarını sağlarken markalara da hedefli promosyon fırsatı sunuyor. Çıkış noktası bir kişinin ayda ortalama 100 ile 150 adet arasında ihtiyacı olan ürünleri satın alması ve bunların her birinden minimum 1 TL geri ödeme ile ayda sadece zorunlu satın almalardan kaynaklı 100 TL kazanabilmesi fikri olan NakitUP ile kampanyalı ürünleri takip ediyor, ürünü satın aldıktan sonra ürünün barkodunu tarayıp, satış fişinin / faturasının fotoğrafını gönderiyorsunuz. Nakitup, 48 saat içinde bu işlemi onaylıyor ve ilgili tutar Nakitup kasanıza aktarılıyor.

EDSM

“Her enerji tüketicisi bir piyasa katılımcısıdır” sloganıyla yola çıkan EDSM, Global Markets Türkiye, Powel Enerji Çözümleri ve ARGEDOR Bilişim Teknolojileri ile birlikte enerji verimliliği odağında, enerji ticareti, portföy, sözleşme ve risk yönetimi konularında yazılım ve çözümler geliştirerek enerji talep tarafı katılımcıları için danışmanlık ve entegrasyon hizmetleri sunuyor. Gelişmiş ve karmaşık yapılı elektrik piyasalarından kaynaklı olarak, tüketicinin her daim dinamik elektrik piyasaları hakkında bilgilenmesi sağlanarak, alınması istenen risklere paralel bir şekilde portföy, tüketim ve risk yönetimi hizmetlerini sağlamanın yanı sıra çok sayıda abonelikleri bulunan tüketici gruplarının olası aylık fatura hesaplamalarındaki hataları da engelliyor.

Tüketiciyi bir piyasa katılımcısı gibi gören EDSM; tüketicinin tüketim kapasitesi ve tüketeceği enerjiyi kısa, orta ve uzun vadeli analiz ederek, en uygun süre ve en uygun piyasa şartlarında, sağlam yapılı sözleşmelerle tedarikçilerden elde etmesini sağlıyor. Şartlar elverdiği ölçüde kullanıcıların puant saatlerindeki tüketimlerini gün içine yayarak şebekelerdeki teknik kayıpları azaltarak ve enerji verimliliği sağlayarak kullanıcıların faturalarını azaltıyor ve şebekenin ucundaki her iki tarafa da fayda sağlayan bir sistem sunuyor.

Webtures Kuruluş Hikayesi?

Kaan Gülten’in aktif SEO uzmanı olarak çalıştığı şirketten istifa ederek 7.000 TL sermaye ile 2011 yılında kuruluşu gerçekleşen, şu anda A.Ş. olarak yoluna 35 kişilik ekiple devam eden bir şirkettir.

Webtures’ın başarısının sırrı nedir?

Webtures’ın, geliştirdiği yaratıcı pazarlama stratejileri ile dijitalin gücünü kullanarak on binlerce kişiye çok kısa sürede ulaşması büyümesinde büyük önem arz eder. Ancak her girişim için şu söylenebilir ki, tek bir kriter hiçbir girişimi kesinlikle başarıya götüremez. Yönetimin adaletli ve zekice yapılabilmesi, yetenekli ve yeniliğe açık bir ekibin olması, hizmetlerin kalitesini sürekli olarak arttırabiliyor olması, marka ve hizmetlerin doğru konumlandırılabilmesi, ekibe düzenli eğitimlerin verilmesi, satış sonrası müşteri iletişiminin kuvvetli ve memnuniyetin tam olması, karlılık odaklı şirketin kendisine yatırım yapabiliyor olması gibi sayılabilecek onlarca kriterin kusursuz bileşimi ile zaten başarı çok kolay gelebilmektedir.

Ulaşılan kullanıcı/müşteri sayısı?

6 yıllık geçmişi boyunca toplamda 4.000’den fazla firmaya hizmet sağlanmıştır. Aktif olarak yönetilen müşteri sayısını ticari bilgi gizliliği sebebiyle maalesef belirtemiyoruz.

Güncel değerleme tutarı?

Şirketin büyüme stratejisi gereği herhangi bir yatırım beklentisi ve görüşme süreci olmadığından şirketin değerleme çalışmaları yapılmamıştır. Ancak ciro, karlılık, büyüme hızı, şirkete ait araç ve gayrimenkuller üzerinden hesaplanırsa 10 milyon dolar civarında bir değerlemeye sahip olmaktadır. Ancak Kaan Gülten’in beslediği sevgi referans alınarak onun gözünden bir değer biçilecek olursa bu rakamın çok daha üzerinde bir rakam telaffuz edilebilir 🙂

 Alınan toplam yatırım?

Şirkete şu ana kadar herhangi bir yatırım alınmamıştır. Bu durumu itibariyle de aslında Türkiye’de tam bir girişimcilik örneğidir Webtures.

Gelecek hedefleri?

Özellikle şirket CEO’su Kaan Bey oldukça vizyoner bir iş adamıdır. Bu beraberinde tüm ekibin de aslında hayallerinin gerçekleşebileceği bir ortamı da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla ekip oldukça üretken bir şekilde, birçok yeniliği çok hızlı uygulamaya geçirebiliyor. Gelecek hedefleri arasında, Dünya’nın birçok ülkesinde aktif hizmet vermek, ülkemizde ise dijital pazarlama ile hizmet ihracatı sağlayarak istihdam açığını azaltmaya yönelik eğitimler düzenlemek bulunmaktadır.

 Rakipler?

Yerli olarak, yakın büyüklükte 7 – 8, orta ölçekte 100 lerce sayılabilir. Ancak uzman sayısı itibariyle kıyaslanacak olursa en yakın rakibi dörtte bir oranlarında kalmaktadır. Global rakipleri açısından rekabetin çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Kurulum aşamasında karşılaşılan zorluklar?

Kurulum aşamasında çok büyük bir zorluk olmasa da, büyüme aşamasında birçok kez hedef olması sebebiyle ciddi zorlu dönemler atlatmıştır. Webtures’ın yaşadığı en büyük sorun, ülkemizde dijital pazarlama odağında uzmanlığın yeterli seviyede olmamasından dolayı büyüme hızıyla doğan istihdamın istenilen seviyelerde karşılanamamış olmasıydı. Bu soruna, kendi eğitim hizmetlerimiz, seminer ve konferanslar, kitaplar, eğitim videoları ve ihtiyacın üstünde uzmanla çalışarak büyüme sürecinde yaşanabilecek sorunların önlemi alınmıştır.

Var ise girişimcilere tavsiyeler?

Özellikle Kaan Gülten’in sosyal medya hesapları ve sitesi üzerinden girişimcilere yönelik güncel konularla ilgili çok fazla tavsiyede bulunduğunu söyleyebilirim. Ancak bu röportaja özel en önemli tavsiyesini paylaşmak istersem, “Bir hizmetin veya ürünün her zaman daha iyisi vardır, daha iyisini yaptıkça en iyisine ulaşacak ve başarıyı beraberinde yakalayacaksınız.”

 Webtures’nın hedef yurt dışı pazarları?

Yurt dışı markalar açısından dijital pazarlama maliyetleri ülkemize göre 3 – 4 kat daha yüksek seviyelerdedir. Buna bir de kur farkını kattığımızda hizmet ihracatının ülkemize kıyasla karlılık seviyesinde kıyaslanamaz ölçekte fazla olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle SEO alanında 2 kitap yazarak 52.000 adet satış başarısı elde etmek ve 4.000 den fazla aktif hizmet vermiş olmak, yurtdışı piyasasındaki birçok ajansın deneyiminin bile üstünde olmaktadır. Bu sebeple Türkiye’deki tüm bilgi birikimimizi iyi aktarabildiğimiz sürece Webtures’ın yurt dışı pazarlarda kısa sürede başarı yakalayacağını söyleyebiliriz.

 Global ve yerel rakipleri kısa bir durum karşılaştırması?

Global ve yerelde müşterinin beklentileri ve çalışma şekilleri farklılıkları doğal olarak ajansların hizmet verme şekillerine de yansımaktadır. Yerelde daha başarı odaklı bir performans ölçümü yapılırken, globalde daha çok harcanılan emeğe göre bir hizmet değeri oluşmaktadır. Arama alışkanlıklarının, reklamlı sonuçlarla organik sonuçların ayrımının farkındalığı gibi birçok tüketici alışkanlığı değişkenlik gösterdiğinden, dijital pazarlama hizmetlerinin pazarlanması ve uygulanması da büyük ölçüde farklılıklar göstermektedir. Bu sebeple rakiplerden çok, piyasa şartları daha fazla dikkate alınması gereken bir konu haline geliyor.

Sektörün mevcut durumu?

Dijital pazarlama Türkiye’de e-ticaret pazarı ile birlikte büyüyen bir sektör. Bu sebeple güncel e-ticaret kapasitesine oranla dijital pazarlama oldukça iyi seviyelerde olsa da, önümüzdeki yıllarda beklenen e-ticaret büyümesinin gerçekleşmesiyle dijital pazarlama sektörünün de 3 – 5 katına çıkacağını söyleyebiliriz.

Halka açılma planları var mı?

Geçtiğimiz ay bununla ilgili ilk adımları atmaya başladık. Sektörde çok sayıda takipçimiz ve sevenimiz olduğu için aslında global bir yatırım almaktansa, halka açılarak herkesin bütçesi kadar sevdikleri bir girişimin ortağı olabilmesi ihtimali bize ve bu konuyu konuştuğumuz kişilere çok sıcak geldi. Yani aslında sadece bir ticari kazanç olarak değil, insanlarla ortak olarak aynı amaca ve değere birlikte hareket etmek adına en doğru stratejinin halka açılmak olduğunu düşünüyoruz.

Hedef kullanıcı kitlesi?

Hizmetlerimizin hedef kullanıcı kitlesi, aslında genel olarak internetten müşteri bulma ihtimali olan herkes ve her proje diyebiliriz. Ancak biraz daha spesifik tanımlamalar yapmak gerekirse, e-ticaret sitesi sahipleri, start uplar, şirketlerin e-ticaret müdürleri, dijital pazarlama müdürleri konumundaki yetkilileri diyebiliriz.

Webtures ekibi kaç kişi?

Şu an ekibimiz 35 uzmandan oluşuyor. En seçkin ve donanımlı kişilerle hizmet kalitesinin neredeyse aylık revizelerle sürekli iyileştiriyoruz. Geçmiş aylardaki büyüme grafiğimiz incelendiğinde önümüzdeki her 3 ayda yeni 1 uzmanın ekibe dahil olma beklentisi ortaya çıkmaktadır.

Silikon vadisi hedefleri var mı?

Şirketin ürün ve hizmetlerinin oluşturduğu ticari katma değer hızlı büyümemizi sağlayan en önemli konulardan birisidir. Ancak planladığımız çalışmalar arasında dünya çapında dijital pazarlama hizmet merkezi olabilecek projemiz için Silikon Vadisi hedeflerimiz arasında. Bu süreci şekillendirecek en önemli konu projenin yazılım mimarisinin netleşmesidir. Akabinde sürecin gerçekleşmesi ve büyütülmesiyle ilgili global pazarlarda aktif olmak için adımlar atacağız.

Türkiye girişimcilik ekosisteminin eksiklikleri ve zayıf noktaları neler?

Türkiye girişimcilik ekosisteminin en büyük sorunu, girişim fikir ve projelerinin önünün açılmaması. Büyük ölçüde yatırım fonları veya girişim destek oluşumları, ağır anlaşmaları itibariyle girişimi ve girişimciyi esir alacak konuma gelebiliyor. Beklentilerin yatırım ve yatırımcı olmak üzere, her iki tarafta da gelir modeline odaklanması, değer üreten projeler yerine ticari ağırlıkta projelerin çıkmasına sebep oluyor. Birçok girişimcilik platformunda Kaan Gülten başta olmak üzere ekibimizdeki uzman arkadaşlarımız girişimcilere mentorluk desteği vermektedir. Elde edilen tüm bilgiler ışığında, Türkiye’nin yeterli zeka, yetenek, yazılım, tasarım gibi projelerin tüm bireysel ihtiyaçlarını karşılayabilen girişimcileri olduğu çok net görülüyor. Ancak girişimler kimse tarafından duyulmazsa kendi içinde bir değer olması bir anlam ifade etmiyor. Buradan yola çıkarak da Webtures olarak Dijital Melek Yatırımcılık projesini hayata geçirdik. Seçtiğimiz girişimlerden 3 tanesine tamamen melek; yani hiçbir hisse talep etmeden, dijital pazarlama faaliyetlerini 1 yıllık biz üstleniyoruz.

Ekosistemde daha iyi olmasını umduğunuz unsurlar varsa nelerdir?

Başta da belirttiğimiz gibi: Girişimcilik, her alana el atmayı ve her konuyu iyileştirmeyi gerektiren 360 derece ilgi isteyen bir süreç. Dolayısıyla girişimciler büyüdükçe profesyonelleşerek kurumsal bir yapıya geçene kadar, satış, muhasebe, iletişim, pazarlama, kalite, memnuniyet, tasarım, yazılım, toplantılar vs. gibi olabilecek onlarca alanı en iyisini gerçekleştirmek üzere yönetebilmeliler. Tabi bunların hepsi bir süreç ve gerçekten Türkiye’de sıfırdan özellikle yatırımsız başarıya ulaşan girişimlerin sayısının azlığı bu konudaki liderliğin yapılmasını ve örnek alınmasını zorlaştırıyor. Türkiye’de girişimcilik ekosistemi için en büyük ihtiyaç, girişimcileri tüm bu süreçlerle ilgili 360 derece saran bir eğitim sisteminin ve mentorluğun sağlanabilmesi. En basiti üniversitelerde girişimcilik derslerini KPSS ile kazanan hocalar değil gerçek girişimciler anlatmalı!

Peki girişim fikrini hayata geçirirken çoğu zaman sorulması gerekip de sorulmayan sorular, düşünülmesi gerekip de düşünülmeyen unsurlar nelerdir, girişimcilik için öncesinde yapılması gerekenler nelerdir beraber bakalım.

Bu Girişimde Neden Bulunuyorum?

Bir girişimin geleceğinde, iyi noktalara gelmesinde, girişimde bulunma amacı çok büyük rol oynar. Bir çok girişimin hayata geçirilmesinde elbette çok para kazanma isteği, mevcut işte kazanılan paranın yetersiz gelmesi, patron ya da yönetici baskısından kurtulmak gibi nedenler başrol oynar. Fakat bir çok girişim hayata geçirilmesi hem ciddi maliyet gerektirir hemde ciddi paralar kazandırmaz. Öyle ki, yapılan araştırmalar girişimde bulunanların yüzde 80’inin 1 yılda, çalıştıkları işten kazandığının daha azını girişimlerinden kazandığını göstermektedir. Ayrıca bir işte çalışarak yapılan işten daha fazla iş, yaşanan baskıdan daha fazla baskı yaşandığı gerçeği de vardır.

Bu nedenle girişimde bulunma amacının sadece çok para kazanma, yaşanan baskıdan kurtulma, daha az çalışma olması, söz konusu beklentiyi karşılamaz. Bu beklentilerin karşılanmaması da girişimin sona erdirilmesinde önemli rol oynar.

Bilgim ve Tecrübem Var mı?

Bazı girişimler, başarılı girişimlerden esinlenerek hayata geçirilmek istenir. Başarılı girişime bakılarak, aynı ya da benzer girişimin hayata geçirilmesi durumunda, aynı şekilde başarılı olunabileceğine inanılır. Bu tarz durumlarda en büyük sorun bilgi ve tecrübedir. Çünkü sadece yapılan işe ve çok para kazanılmasına odaklanılmıştır.

Halbuki o işin başarıya ulaşması için sahip olunması gereken bir çok bilgi ve tecrübe bulunmaktadır. Sahip olunması gereken bilgi ve tecrübeye sahip olmadan hayata geçirilen girişimler, bir sorun ya da yapılması bir unsur ile karşılaşıldığında, çözüm üretilemez ve yapılması gereken yapılamaz. Buda girişimi başarısızlığa sürükleyen önemli bir unsurdur.

Yeterli Sermayem Var mı?

Her girişimin giderleri vardır. Sadece şirket kurmak bile başlı başına bir giderdir. İnternet ortamında bir girişim gerçekleştirilecek olsa dahi bir bilgisayara sahip olmak, başka hiç bir şeye ihtiyaç olmadığı ya da olmayacağı anlamına gelmez. İnternet ortamına yönelik hayata geçirilmek istenilen bir girişiminde ciddi tanıtım ve diğer giderleri vardır.

Tüm bunların yanı sıra, sahip olunması gereken sermayeye sadece girişimin ihtiyaçları için gerekli para gözüyle bakmakta yanlıştır. Çünkü kişisel temel giderler içinde paraya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla girişimi hayata geçirirken, girişimi hayata geçirmek için gereken giderleri en ince ayrıntısına kadar hesap etseniz dahi temel ihtiyaç giderlerini de göz önünde bulundurmak gereklidir.

Ekibim Var mı?

Bir girişimin hayata geçirilmesinde ve başarıya ulaşmasında, bilinmesi ve yapılması gereken bir çok unsur vardır. Bu unsurların her biri, bir iki kişinin bilgi sahibi olabileceği unsurlar olamayabilir. Bilgi sahibi olunsa dahi her birini yapabilmek için ihtiyaç duyulan vakit bulunamayabilir.

Sadece internet üzerinden herhangi bir girişimde bulunulması bir ekibe ihtiyaç duyar. Çünkü internet sitesinin kurulması, internet sitesinin yönetilmesi, SEO ‘su, şirket yönetimi, sosyal medya yönetimi, reklam yönetimi, müşteri ilişkileri ve daha akla gelmeyen bir çok işi yapabilecek bilgi ve beceriye sahip olunsa dahi her birini yapmak ciddi zaman gerektirir. Bu da bir iki kişinin, yapılması gereken işi hakkını vererek yapması için gereken vakti bulması konusunda sıkıntılar yaşamasına neden olur.

Bu nedenle yapılması gereken işler için sahip olunması gereken bilgi ve tecrübenin yanı sıra, o işleri yapabilmek için gerekli zamanında hesap edilmesi gereklidir.

Girişimim Hangi İhtiyacı Karşılıyor?

Girişimin başarıya ulaşmasını sağlayan temel unsurlardan biri, bir ihtiyacı karşılıyor olmasıdır. İhtiyaç duyulmayan bir alanda girişimde bulunmak, pazarlama ve girişimciliğin klasik benzetmesi olan “Müslüman mahallesinde salyangoz satma” çabasına benzer. Çünkü Müslüman mahallesinde salyangoza ihtiyaç olmadığı için, satma çabası da sonuçsuz kalır.

Dolayısıyla sunduğunuz hizmet ya da sattığınız ürünün kimler tarafından, neden tercih edileceğini iyi gözlemlemeli, bu gözlemi yaparken de aşırı iyimserlikten ve büyük beklentilerden uzak durmalısınız.

Girişimimin Farkı Ne?

Hayata geçirilen bir çok girişimin muhakkak bir benzeri vardır. Fakat benzerinin olması, o girişimin hayata geçirilmesi durumunda başarısız olacağı anlamına gelmez. Neticede bugün dünyanın en büyük arama motoru olan Google hayata geçirildiğinde Yahoo, Alta Vista ve Ask gibi arama motorları, Facebook hayata geçirildiğinde MySpace, Hi5 gibi sosyal medya siteleri vardı. Fakat hem Google hemde Facebook, kendilerinden önce hayata geçirilmiş olan benzer girişimlere nazaran çeşitli farklar sundular ve bütün rakiplerini geride bırakarak alanlarında lider olmayı başardılar. Hatta kendilerinden önce hayata geçirilmiş rakiplerinin bazılarını tarihe gömdüler.

Bu nedenle girişiminizi hayata geçirirken, sizin girişiminizden önce hayata geçirilmiş girişimlerden ne farkınız olacağını çok iyi gözlemlemelisiniz. Aynı ya da daha az imkanlar sunuyorsanız, büyük olasılıkla sizin girişiminizden önce hayata geçirilmiş girişimi asla geride bırakamazsınız. Çünkü erken harekete geçmiş olan her daim daha avantajlıdır ve aradaki mesafeyi kapatmak için kayda değer farklara sahip olmanız gereklidir.

SONUÇ

Bu noktaya kadar sorulması gereken bütün sorular ve sahip olunması gereken bütün unsurlar girişimin başarıya ulaşmasında önemli role sahiptir. Elbette bu sorulara ek olarak sorulabilecek sorular ve düşünülmesi gereken bir çok unsurda var. Girişimcinin kendisine, girişim için daha sağlam adımlar atmasını sağlayacak soruları sorabilmesi, düşünmesi gerekenleri düşünebilmesi için her şeyden önce objektif olmasında büyük önem vardır.

Bundan yola çıkarak iş hayatında başarılı olmak için izlenmesi gereken yolları ve yöntemleri özetlemek istedik.

• Kendinizden emin olun: Sizin onayınız olmadan hiç kimse sizin içinizdekini hissedemez.
• Tutumlarınızı kontrol altında tutun: İş alanında başarı zihinsel yeterlilikten daha fazla olarak zihinsel tutuma bağlıdır.
• Azimli olun: Bir e-mail, bir telefon konuşması, bir rica ile hiçbir şey olmaz.
• Sürekli olarak kendinizi geliştirin: Risk alın. Yanlışlar daha iyi öğrenmenizi sağlayacaktır.
• Dürüst ve etik davranın: Güvenirlik konusunda kayıtsız olursanız doğru söylediğiniz zaman bile inandırıcılığınızı tehlikeye atarsınız.
• Konuşmadan önce düşünün: Hızlı düşünün, duraksayın, daha sonra amaca uygun olarak konuşun.
• Sessiz olun: Konuşmaktan daha fazla dinleyin. Az konuşun, fakat birkaç sözcükle çok şey anlatın.
• Özgün olun: Herhangi bir durumdaki insanların çoğunun ne yaptıklarını izleyin ve dikkatle gözlemleyin ve onların yaptıklarını yapmayın.
• Alçakgönüllü olun: Yeteneklerinizi başkalarına gösterme konusunda sabırlı olun.
• Düşünün: Dağın ne kadar yukarısına çıkarsanız, tırmanmak o denli güçleşir. Burada önemli olan şey yavaşlamak ve durum hakkında düşünmektir.

• Ayrıntılara odaklanmak başarı için yaşamsal öneme sahiptir. Eğer ayrıntılara dikkat etmezseniz, kaybedersiniz. Eğer ayrıntıları göz ardı ederseniz, kaybedersiniz.
• Ayrıntılara odaklanmak önemsiz işlerle uğraşmak anlamına gelmemektedir. Aksine, büyük bir sorumluluk almak anlamına gelir.Büyük resmi kaybetmemek için en küçük ayrıntıyı bile bilmeniz gerekmektedir.
• Ne kadar yükseğe çıkarsanız, büyük resmi o kadar daha rahat görürsünüz. Bu durumda ayrıntılara odaklanmanın gereksiz olduğunu düşünebilirsiniz. Bu yanlıştır. Tam tersi. Mükemmele yakın CEO’lara göre, ne kadar yukarı çıkarsanız, ayrıntılardan haberdar olmanız o kadar daha kritik olur.
• Bazen kendinizi iyi hissetmeseniz bile olumlu ve neşeli davranmak zorunda kalırsınız. Bir lider mücadeleye girdiğinde zor durumda olduğunu hissetirmemelidir.
• Siz ne kadar güçlü olursanız başkalarının o kadar saygısını kazanırsınız. Kendinize olan saygınız artar, ve zamanı geldiğinde insanları yönetebilme yeteneği kazanmış olursunuz.
• Kaygılanmayarak, gereksiz stresler yaşamayarak ya da yapılması gerekeni ertelemeyerek cesaretinizi geliştirebilirsiniz. Onu başkalarının yapmaya korktukları şeyi yaparak geliştirebilirsiniz. Yalnızca azimli olarak bile bakış açınızı değiştirebilirsiniz.
• Cesaretin hiçbir alternatifi yoktur ve siz onu kalbinizde hissedersiniz. O size ne yapmanız ve ne söylemeniz gerektiğini anlatacaktır. “Cesaretli olmazsanız, zafer kazanamazsınız.”

Uygulamaya Geçmek

• arzınızı bilin:Tarz yalnızca giyime ilişkin bir durum değildir. Giysiniz içinde ne yaptığınız ile ilgilidir.3
• Cesaretli olun: Yapmak istediklerinizi listeleyin ve sonra bunları yapmaya başlayın. Bu kadar basit.
• Esprili olun: Ciddiyeti elden bırakmayan işyerlerinde bu katı ciddiyeti bozmak cesaret isteyen bir durumdur fakat birinin bunu yapması gerekmektedir. Bu kişi neden siz olmayasınız?
• Biraz tiyatral olun: Rahat değilken bile sanki rahatmış gibi davranın.

Ara Notlar

• Problem çözümünde kendi “sahipliğinizi” çok ön planda tutmayın.
• Kendinizi zaman zaman denetleyin. Bir CEO (ve siz) kendinize “ben bu sorunu nasıl farklı ve daha iyi şekilde ele alabilirim?” diye sormalıdır.
• Eğer insanların sizi desteklemelerini istiyorsanız, onları destekleyin. Daha aşağıdakilere karşı sadık olun, güven verin. Ruhu ve yönetimi paylaşın.
• Hata yapmayanlar yalnızca ölülerdir. Eğer hata yapmıyorsanız, hiçbir şey yapmıyorsunuz demektir. Risk ve hata birbirine çok yakındır.
• Eğer bir şey hakkında kafanız çok karışıksa, hemen orada onun hakkında sorular sorun. Eğer soru sormaksızın size açıklama yapılacağını düşünüyorsanız yanlış düşünüyorsunuz demektir.
• Kolay başarıdan çok fazla şey öğrenemezsiniz; siz mücadeleden bir şeyler öğrenebilirsiniz.
• Rekabet dünyasının altın kuralını hatırlayın: Eğer siz onlara vurmazsanız, onlar size vuracaktır, ilk vuran siz olun.
• Esnek olduğunuz zaman hatalarınızı kabul etme yeterliliğine sahip olursunuz bu sizi daha etkin kılacaktır. Esnek olmak güçtür.

Köprüler Kurmak

• Buraya kadar sıkılmadan okuduğuna göre sende farklı bir şeyler var. Devam devam.
• Yönetmeye istekli olmak: Dinlenmeye değer olun, inanılmaya değer olun, izlenmeye değer olun.
• Kendi ekibiniz için savaşmaya hazır olun: Astlarınıza karşı sadık olun, onlara güvenin.
• Hatalarınızı kabul edin: Eğer bir yanlışlık içindeyseniz, bunu kabul edin.
• Özür dileyici olmayın: Özürler genellikle insanların kendilerini temize çıkarmak için yaptıkları boş uğraşlardır.
• Kibar olun: Ne kadar güce ve prestije sahip olursanız, o kadar daha az kibar olduğunuz düşünülür. Bu yanlıştır.
• Meraklı olun: Soru sorun, soru sorun, soru sorun ve daha sonra daha fazla soru sorun.
• Rekabetçi olun: İçinde bulunduğunuz düzen içinde kolay başarılar için dua etmeyin.
• İyi bir öykü anlatıcısı olun: İnsanlar uzun ve sıkıcı anlatımlar yerine, daha özlü bir öykü ya da anekdot ile konuları daha kolay olarak akılda tutabilirler.
• İşinizde iyi olun: Böylece başkalarını daha etkin bir şekilde yönetmenize yardımcı olur.
• Şirketinizde ne kadar yukarıya çıkarsanız, o kadar fazla kişi sizi değerlendirecek, yargılayacak ve eleştirecektir. Ne kadar başarılı olursanız, sizden hoşlanmayan kişilerin sayısı o kadar artacaktır.
• Yaşam içinde şans faktörlerinden faydalanın. Ancak şansa güvenmeyin; o ters dönebilir. Yeteneklerinize güvenin.

Zirveye Tırmanmak

• İsim bir orkestra şefi gibi tüm müzisyenlerin uyum içinde çalmasını sağlamak. Kötü çalan insanlarla çalışırsanız kötü müzik yaparsınız. Golf oynamak gibi, CEO’nun riske atabileceği mesafe ve doğrultunun test edilmesi.
• CEO olmak otomobil yarışına benzer. Virajları nasıl alacağınızı iyi bilmeniz gerekir. Her bir viraj önemlidir. Bir virajı aldığınızda bir sonrakini ve bir sonrakini düşünmelisiniz.
• Alkol tüketiminde son derece tutucu olun. Alkol tüketimi arttıkça kariyer riskleri de artar. İstisna olduğunuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
• Gerçek şu ki, şefler bazen daha karar verme sürecine girmeden önce kararlarını vermiş olurlar. Ne talep edilirse ya da durum ne olursa olsun yanıt hayırdır. Bir CEO şöyle söylemişti; “Kapımın önünde içeri girecek herkes için bir tabela asılı. “HAYIR” yazıyor. Bu bana müthiş zaman kazandırıyor. İnsanların yüzde ellisi sormuyor, soranların yüzde ellisi ise ikinci defa sormuyor; böylece iş yüküm yarıya iniyor.”
• Bir CEO toplantı düzenlerken toplantıdan kaçışı da düşünür: “Sekreterimle sabit bir anlaşmam var. Her toplantının kırk beşinci dakikasına doğru bir kağıt parçası getirir. Kağıtta bazen hiçbir şey yazmaz. Ama kağıda bakarım, müsaade isterim ve kalkarım.”
• İnsanlar nasıl şirket parasını nereye harcadıkları konusunda denetleniyorsa şirket zamanı konusunda da benzer şekilde denetlenmelidirler.
• Forbes ve Fortune sayfalarında CEO’nun işi hakkında çıkan yazılarda en çok bahsi geçen konu bir işle ilgili işlemleri yürütmek ve kuruma kar ettirmektir. Nextel CEO’su Joel Scheicher’in dediği gibi: “Büyük bir sır falan yok. İyi kar eden CEO’larla etmeyenler arasındaki fark herkesin bildiği şeyleri ne kadar iyi yapabildikleridir.“
• CEO’lar şirketteki herkesten daha az özgür, daha çok denetim altında ve daha yakın mercek altındadırlar.

Bir haber sitesi kurmak çeşitli ücretli ve ücretsiz scriptler sayesinde günümüzde çok basit fakat başarılı sonuçlar almak için bilinmesi ve yapılması gereken çok fazla unsur var. Bu bilinmesi ve yapılması gerekenlere, bilinmemesi ve yapılmaması durumunda hata olarak kabul edilebilecek unsurlara beraber bakalım.

Yeterli Bir Ekip Olmaması

Burada bahsettiğimiz yeterli ekibi sayı ve nitelik bazlı olmak üzere iki farklı şekilde ele alabiliriz. Sayı bazlı olarak ele aldığımızda, ekipte yeterli sayıda kişinin olmaması durumunda bir haber sitesini hayata geçirmek ciddi bir hatadır. Çünkü bir haber sitesi, her gün çok sayıda içerik girmeyi gerektirir. Bu içerikleri bir ya da iki kişi düzenli olarak her gün giremez. Dolayısıyla en az 4-5 kişilik, düzenli içerik üreten bir ekibe ihtiyaç vardır.

Nitelik bazlı ele aldığımızda da, ekipteki kişilerin haber sitesindeki kategoriler konusunda ilgi ve bilgi sahibi olması gelmektedir. 4-5 kişilik ya da daha fazla sayıda bir ekibe sahip olsanız bile, haber sitesinde teknolojiden anlamayan birine “sen teknoloji yazıları yaz“, spordan anlamayan birine “sen spor yazıları yaz” diyemezsiniz. İçerik üretecek kişilerin, üretecekleri içeriklere dair ziyadesiyle bilgi sahibi olması gereklidir.

Nitelik bazlı bir diğer hata ise haber sitelerinde içerik üretecek kişilerin yazma yeteneği olmamasıdır. İçerik üretme işine “maksat içerik olsun, taştan olsun” şeklinde bakamazsınız. İçeriklerin ilgi çekici, kişiler tarafından beğenilecek, yazım kurallarına uygun ve tekrar tekrar okunacak yazılar olması gereklidir. Aksi halde siteyi sürekli ziyaret eden bir kitle edinemezsiniz.

Güncel Olmamak

Bir üst maddede bahsettiğimiz yeterli ekip olmaması sorunu, güncel olmama sorununa neden olmaktadır. Bir gazla, yeterli ekip olmadan hayata geçirilen haber sitesi, bir noktadan sonra her gün girilmesi gereken içeriği karşılama konusunda sıkıntıların yaşanmasına neden olur. Söz konusu haber sitesi olduğu için güncellik en önemli unsurdur. Geçtiğimiz haftaya ait bir haber, sitenin manşetinde ya da içerik sırasında üst sıralarda yer alıyorsa bu o haber sitesinin güncel olmadığı anlamına gelir. Bu durumda da siteyi ziyaret eden kişiler, güncel içerikler ile karşılaşmadığı için bir daha haber sitesini ziyaret etmezler.

Özgün İçerik Üretmemek

En sık rastlanılan hatalardan biri de özgün içerik üretmemek. Bir çok kişi, bir sürü haber sitesi olması nedeniyle, bu haber sitelerinden içerikleri kopyalayıp, sitelerinde yayınlaması durumunda bir yere gelebileceğini zannediyor. Fakat bu hem kopya içerik olması nedeniyle arama motorları tarafından üst sıralarda yer alınamamasına ve bu sayede ziyaretçi kazanılamamasına hemde profesyonel haber sitelerinin içeriklerinin kopyalanması nedeniyle sitenin şikayet edilme riskine neden oluyor.

Dolayısıyla kayda değer bir şekilde ziyaretçi kazanılamadığı gibi, şikayet edilme ve başınızı belaya sokma riski de söz konusu. Bu hatadan mutlaka uzak durmak gerekiyor.

Responsive (Mobil Uyumlu) Tasarım Olmaması

Günümüzde artık mobil cihazlar, en az masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar kadar kullanılıyor. Dolayısıyla bir çok kişi web sitelerini mobil uyumlu cihazlar ile ziyaret ediyor. Ayrıca responsive tasarımlı siteler arama motorları tarafından çok daha fazla değer verilen siteler. Bir çok haber sitesinin mobil uyumlu tasarıma sahip olmaması hem mobil cihazlar ile siteyi ziyaret eden kullanıcılar hemde web sitelerinin en büyük ziyaretçi kaynağı olan arama motorları tarafından ciddi bir eksiklik olarak kabul edililiyor.

Çok Fazla Reklam Olması

Elbette her girişimin amaçları arasında para kazanmak üst sıralarda yer alır. Haber siteleri gibi içerik siteleri de gelir elde etmek için sitede reklam yayınlarlar. Bu reklamlar banner reklamlar olduğu gibi, tanıtım yazıları da olabilir. Fakat para kazanmak uğruna sitenin her yerinin reklam ile dolması bir çok ziyaretçinin gözüne hoş gelmemektedir. Özellikle açılan popup reklamlar ziyaretçilerin en nefret ettiği reklamlardır.

Tanıtım yazıları nispeten daha sağlıklıdır fakat haber okuma nedeniyle siteye gelen kişinin bir çok tanıtım yazısı ile karşılaşması da ziyaretçileri rahatsız eden bir unsurdur. Para kazanmayı istemek ve bu doğrultuda hareket etmek doğaldır fakat para kazanmak uğruna siteyi reklam ile doldurmak ciddi bir hatadır. Bu nedenle az ama öz reklam olması en idealidir.

Sosyal Medya ile İlgilenilmemesi

Günümüzde kişiler gelişmeleri ağırlıklı olarak sosyal medyadan takip ediyor. Bir gelişme en hızlı olarak sosyal medyada yayılıyor. Haber sitesine ait bir içeriğe en fazla ziyaretçiyi arama motorlarından çok sosyal medya siteleri sağlayabiliyor. Dolayısıyla haber siteleri için sosyal medya, nispeten arama motorlarından bile daha fazla öneme sahip.

Bu nedenle haber sitelerinin sosyal medyaya ciddi oranda dikkat etmesi, etkili bir sosyal medya yönetimi yapması gerekiyor. Sosyal medya yönetiminde de en sık yapılan hata, hem sosyal medya hesabıyla gerektiği kadar ilgilenilmemesi hemde sadece sitede üretilen içeriklerin paylaşılması. Kişilerin dikkatini çekecek, sadece sosyal medyadan takip edenlere yönelik, aktif olarak paylaşımlar yapılması da gerekiyor.

SEO Yapılmaması

Söz konusu bir web sitesi, hele ki içerik sitesi olunca arama motoru optimizasyonu yapılmaması düşünülemez. Sürekli içerik üretilmesi arama motorlarının dikkatini çeken bir unsur. Bu dikkati daha üst seviyelere çıkarıp, içeriklerin arama motorlarında daha üst sıralarda yer almasını sağlamak, bu sayede daha fazla ziyaretçiye ulaşmak arama motoru optimizasyonu yapmaktan geçiyor.

Ne yazık ki bir çok haber sitesi arama motoru optimizasyonu kurallarına uymuyor. Uyulmayan kuralların başında görsel optimizasyonu yapılmaması, içeriğe uygun etiketleme yapılmaması, başlığın fazla uzun olması, açıklama (description) girilmemesi ve linklerin fazla uzun olması geliyor.

Google News Kaydı Yapılmaması

Google ‘ın arama özelliği nimetinin yanı sıra haber siteleri için sunduğu ekstra bir nimet bulunuyor, o da Google News. Google ‘ın haber sitelerinden derleyip güncel gelişmeleri listelediği Google News haber siteleri için ciddi bir ziyaretçi desteği sağlıyor. Fakat söz konusu Google olunca, arama sonuçlarında olduğu gibi bu konuda da kalite ön planda yer alıyor ve Google News ‘de yer alacak haber siteleri için çeşitli kurallar koyuyor. Bu kuralların başında, bu yazımızın ilk sıralarında yer verdiğimiz üzere bir ekip olması, özgün içerikler üretilmesi, güncel olunması geliyor. Tüm bu koşulların sağlanıp Google News kaydının yapılması gerekiyor.

SONUÇ

Netice olarak bir haber sitesine sahip olmak, onu başarılı bir noktaya taşımak kolay değil. Sanırım bu anlamda düşülen en büyük hata bir haber sitesini kayda değer noktalara taşımanın kolay olduğunun zannedilmesi =) Halbuki bilinmesi ve uygulanması gerekenler nedeniyle ciddi uğraş gerektiren bir iş. Burada yer verdiğimiz unsurlara dikkat edilmesi durumunda başarılı bir haber sitesine sahip olmak mümkün.

Tabii ki fikrinizin başarıya ulaşmasını sağlayabilmek için söz konusu olan sonsuz şey var. Fakat uygun hazırlıklar olmadan karşınıza sürekli sizi yavaşlatacak ya da girişim fikrinizi tamamen parçalara ayıracak kasisler çıkacaktır. Muhtemelen şaşırtıcı derecede fazla sayıda girişimcinin size, kendi fikirlerinin; kendilerinin istediği ama mevcut olmayan bir aracı ya da servisi etkinleştirmek ya da yaratmak için bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını ve geliştiğini anlattığına tanık olmuşsunuzdur, değil mi?

Bu tam anlamıyla büyük bir girişim fikri üzerine gelişmiştir. Eğer girişimcilik fikriniz sadece para kazanmak amacıylaysa; başarmak için şansınız oldukça düşüktür. Hiçbir şirket ilk üç yıl içinde iyi bir gelir elde etmez. Bu, işinizi kapamayacağınıza veya kaybetmeyeceğinize emin olmak için, içinde bulunulması gereken alışılageldik bir gelişme, büyüme sürecidir. Ve bu 7/ 24 çaba göstermektir.

Şimdi sizlerle bir infografik paylaşmak istiyorum. Founder Institute tarafından sunulan (Andrea Chen tarafından hazırlanmıştır), Harika Bir Girişim Fikri İçin 10 Kural başlıklı infografikte başarılı bir girişim için neler yapılması gerektiği çok güzel özetlenmiş. Eğer bu listeye bir göz atarsanız, akabinde fikrinizi hayata geçirmek için bir şansınız olacak ve hatta fikrinizi başarı konusunda, gelecek için dahi son derece dayanıklı bir hale getirdiğinizden emin olacaksınız.

Büyük bir girişim fikri belki sizi bir anda zorluklarla karşılaştıracak; ya da sonsuza dek geliştirecektir. Ancak burada konumuz bu değil. Sizin, bu infografikte sunulan tüyolarla fikrinizin doğuşunu, gelişimini ve sürekliliğini kuvvetlendirdiğinizi garantilemeye ve bundan emin olmaya ihtiyacınız var. Eğer bu tüyolara göz atarsanız; şunu hemen hemen garanti edebilirim ki, fikrinizi dünyaya açmanın bir yolunu bulmanız, ilk yıllarından itibaren geliştirmeniz ve dev bir başarı haline getirmeniz mümkün olacaktır. Planlama, yaratıcılık ve kendini işine adama, başarılı bir fikrin temel taşıdır. Bu kategorilerden hangilerinin sizde mevcut olduğu tabii ki tamamiyle size bağlı.

HARİKA BİR GİRİŞİM FİKRİ İÇİN 10 KURAL

1. Fikriniz hakkında heyecanlısınız.

Eğer bir işi sadece para kazanmak için kovalıyorsanız; hemen şimdi bırakın. Para büyük bir motivasyon kaynağı olabilir ama sizi bir girişimci olmanın zor dönemlerinde başarılı bir sona ulaştırmaz.

Kendinizin 10 yıl içinde bu iş üzerinde çalıştığınızı görebilme konusunda oldukça heyecanlı mısınız?

2. Basit!

Büyük fikirler üretilirler; doğmazlar. Mark Zuckerberg bir sabah ‘ Sosyal bir grafik oluşturacağım.’ diyerek uyanmamamıştır. Dönemimizin bütün büyük işletmeleri basit bir şeylerle başlamış; daha sonra, bunun üzerine genişlemiştir.

3. Bir Gelir Akışı!

Bir girişimi sadece bir gelir akışı üzerinden yürütmek daha şanslı olurdu. Üç ya da dört tanesi şöyle bir kenarda dursun…
Böylelikle, başlangıç için birine odaklanın. Eğer işletmenizi destekleyebilecek bir gelir akışı tespit edemiyorsanız; demek ki o, kötü bir işletmedir.

4. Gelir İçin Birkaç Adım

Bir dolar kazanmadan önce kaç tane şeyin gerçekleşmesi gerekir? Karmaşayı dengeleyen bu egzersizi izleyerek; ilgili paydaşların sayısını tespit edebilirsiniz.

5. Müşterileri Tanıyorsunuz.

Başlangıçtan itibaren, sizin ürünüze büyük bir istekle gereksinim duyan hedef kitle için çok özel spesifik bir prototipi bilmeniz gerekir. Bu demek oluyor ki; hedef kitlenin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanacak bir proje alıcılarına başarıyla ulaşacaktır.
Sizi sizden daha iyi tanıyan biri de yoktur. Bu da çok sayıda büyük işletmenin, kişisel ihtiyaçlardan doğmasının sebebidir.

6. Pazarı Biliyorsunuz.

Eğer bir sahada uzman bir yönetici değilseniz; bu pazarın geleceği hakkında değerli bir vizyona sahip olmanız nasıl mümkün olabilir?
Eğer bir uzman değilseniz; haydi, iş başına!

7. Yeteri Kadar Geniş Pazar

Çalışacağınız pazar alanını seçerken harcadığınız zamana ve paraya değecek bir pazar olmasına dikkat etmelisiniz. Bunun için tüm araştırmaları yapıp ona göre bir plan oluşturmalısınız.

8. Orjinal Gizli Sos

Başkalarından daha iyi ya da eşsiz, ya da size özgü olarak yaptığınız şey nedir?

Cesur olun! Çünkü; en iyi fikirler dönüşümlüdür, marjinal değil.

9. Onu Öldürmeyi Denediniz!

Pozitif takviye bulmak çok kolaydır. Fakat sizin işiniz, fikrinizi kötü etkileyen şeyleri bulma aşamasında.
Bu nedenle fikrinizi tekrar tekrar kötü etkileyen olumsuzlukları teker teker elemelisiniz.

10. Fikrinizi Paylaşıyorsunuz!!!

Birinin herşeyi bırakıp gitmesi ve hayatlarını senin fikrini gerçekleştirmeye adama şansı neredeyse yoktur. Mümkün olduğunca geri bildirim almak da sizi daha iyi bir noktaya taşıyacaktır.

‘Bir fikri çalan insanlar yüzünden endişelenmeyin. Eğer bu orjinal bir fikirse, bunu onlara kabul ettireceksinizdir. (Howard Aiken)

Özellikle zeminin çok kaygan olduğu ülkemizde girişimcilerinde ayakta kalmak adına yaşadığı korkular vardır. Bu korkular genel olarak bazen girişimde bulunmaya karar verip, girişimi hayata geçirmeden önce, bazende hayata geçirdikten kısa süre sonra yaşanır. Şimdi bu korkulara göz atalım.

Başarısız Olmak

Tamam girişimcilik cesaret ve girişimde bulunulan işe inanmayı gerektirir. Fakat hemen hemen bütün girişimciler başarısız olma korkusunu yaşarlar. Çünkü istatistiksel olarak 10 girişimden 8’inin başarısız olduğu gerçeği vardır. Dünyaca ünlü yatırım şirketlerinden biri, girişimlere yaptıkları 10 yatırımdan 2’sinin başarılı olması durumunda kendilerinin başarılı olduklarını düşündüklerini ifade etmiştir. Bu durum ister istemez girişimciyi o 8 girişimden biri olup olmayacağı konusunda düşünmekten alıkoyamaz.

Haklı Çıkılması

Hemen hemen bütün girişimciler, girişimde bulunmadan önce girişimlerine dair fikirlerini yakınlarındaki birilerine açıklamışlar ve danışmışlardır. Aynı zamanda bütün girişimciler açıkladıkları projelerine dair “olmaz bu, tutmaz, git bir maaşlı ve sigortalı işe gir, ay sonu dediğin hemen geliyor” tarzında olumsuz tepkiler almıştır.

Girişimlerinin başarısız olması durumunda bu tarz olumsuz tepki veren kişilerin haklı çıkmasından ve sonrasında gelip “yaa, ben sana dedim tutmaz diye. Beni dinlemedin. Gördün mü ben haklı çıktım…” demesinden içten içe korkar.

Kriz Çıkması

Bir girişimin en hassas olduğu dönem hayata geçtiği ve yapı olarak oturmaya çalıştığı dönemdir. Bu dönemde meydana gelebilecek bir ekonomik kriz, girişimin büyümesini ciddi anlamda riske sokar ve girişimin oturmadan bir anda sona ermesine neden olur.

Ne zaman, nasıl krizlerin meydana geleceği belli olmayan kriz cenneti bir ülke olduğumuzu var sayarsak, girişimciler bu tarz korkulara sahip olmakta son derece haklıdır.

Zaman Kaybetmek

Elbette girişimde bulunduğumuz işe inanmak ve ona dört elle sarılarak başarıya ulaşana kadar çalışmak gereklidir. Fakat bazı projeler ilk bakıldığında her ne kadar doğru gibi gelse de, girişimde bulunduktan sonra gereklilikleri ve zorlukları daha iyi görülmektedir.

Harcanan zaman, çaba ve maddiyatın kısa vadede beklenen oranda getirisi olmaması, uzun vadede ise pekte fazla ışık verecek gibi durmaması, ister istemez girişimcinin “acaba bu işle uğraşarak zaman mı kaybediyorum? Başka bir iş ile uğraşsam, bu işle uğraşmam durumunda elde edeceğimden daha fazlasını kazanabilir miyim…” şeklinde düşünmesine neden olur. Dolayısıyla girişimde bulunduğu işle uğraşarak aslında zaman kaybettiği düşüncesi girişimciyi korkutur.

İş Aramak Zorunda Kalmak

Hiç şüphesiz bir çok girişimciyi, girişimde bulunmaya iten nedenler arasında iş aramak ve bir yerde çalışmanın yarattığı sıkıntıları yaşamak gelmektedir. Girişimciler yapı olarak bir iş yerinde, yönetici baskısına ve diğer kendi mantıklarına uymayan şartlara tahammül edemezler. Fakat belli giderleri olduğu için, bu giderleri girişimlerinden elde ettikleri kazanç ile karşılayamazlarsa bu iş aramaları ve bir iş yerinde çalışmalarının gerektiği anlamına gelir. İşte bu gereklilik bir girişimci için ciddi bir korkudur.

Para Kazanamamak

Bir girişimin en temel unsuru elbette para kazanmaktır. Genelde girişimde bulunmadan önce ciddi paraların kazanılacağı düşünülerek girişimde bulunulur. Fakat bu çok büyük bir oranda beklenildiği şekilde gerçekleşmez. Kısa vadede beklenilen gelirin elde edilememesi, ister istemez uzun vadede edilemeyeceğini düşündürür.

Para kazanmak, aynı zamanda girişimin devamlılığı konusunda da büyük rol oynadığından, beklenilen oranda kazanılamaması durumunda bu girişimin sona erdirileceği anlamına gelir. Dolayısıyla para kazanamama korkusu girişimcilerin en ciddi korkuları arasındadır.

Tekrar Sermaye Bulamamak

Bir çok kaynakta girişimcinin ilk kez bulunduğu girişimde başarısız olma ihtimalinin yüksek olduğu fakat sonraki bulunacağı girişimde başarılı olma ihtimalinin daha fazla olduğu belirtilir. Bu çok doğru bir tespittir. Çünkü ilk bulunulan girişimde başarısız olunarak ciddi dersler alınmıştır ve sonraki hayata geçirilmesi muhtemel girişimde alınan dersler ile çok daha sağlam adımlar atılması muhtemeldir.

Bu durum, başarısız olma ihtimalini düşünen bir girişimcinin tekrar bir girişimde bulunmak için sermaye bulup bulamaması konusunda korkular yaşamasına neden olur.

Manevi Destek Kaybı

Bir girişimi hayata geçirme esnasında, proje fikri beyan edilen kişilerden her daim olumsuz tepkiler alınmaz. Girişimciye güç veren, girişimini hayata geçirmesi konusunda manevi olarak destek veren kişilerde vardır.

Girişimini hayata geçirdikten sonra, girişiminin başarısız olması durumunda hem kendisine gösterilen bu desteğin karşılığını verememesinden hemde tekrar bir girişimde bulunmak istemesi durumunda, kendisine daha önce manevi destek verenlerin tekrar destek olmamasından korkar. “Daha önce denedin, gördün. Olmuyor demek ki… Uğraşma artık boşuna” gibi cevaplar almaktan içten içe endişe eder.

Kötü Örnek Olmak

Bir girişimde bulunma fikrine sahip olurken hep etrafımızdaki örneklere bakarız. Birileri girişimde bulunmuştur, bulundukları girişim sayesinde iyi paralar kazanıp rahat bir hayata sahip olmuştur. Bu tarz örnekler hiç şüphesiz girişimi hayata geçirmede gaz veren örneklerdir. Fakat bunun tam tersi örneklerde aynı şekilde verilmektedir.

Nasıl başarılı olan girişimlere dair örnekler veriliyor ve onlardan gaz alınıyorsa, aynı şekilde başarısız ve kötü örneklerde girişim fikirlerinin önüne engel teşkil etmesi için konulmaktadır. Genel olarak garantici ve risk almayı istemeyen bir millet olduğumuzdan, girişimde bulunup risk almak isteyenlerin risk almaması için kötü örnek olarak gösterilmekten korkulur.

SONUÇ

Girişimcilerin karşılaştığı bu zorluklar, riskler ve sorunlar şevklerini kırmamalıdır. Netice olarak girişimcilerde insandır ve dolayısıyla korkuları vardır. Bu korkular genel olarak karşılaşılan olumsuz durumlar nedeniyle meydana gelir. Fakat atalarımızın da dediği gibi “korkunun ecele faydası yoktur“. Bu nedenle inancınızı kaybetmeden elinizden gelenin en iyisini yapın. Aksi halde sırf korktuğunuz için korkularınızın gerçekleşmesine neden olursunuz.

Her ne kadar sayılabilecek 10 civarı E-Ticaret sitesi ödeme yöntemi bulunsa da biz burada en temel ve çoğu E-Ticaret sitesinde tercih edilen ödeme yöntemlerini ele alacak, bu yöntemler ile ilgili gereklilik, avantaj ve dezavantajlara değineceğiz.

Kredi Kartı ile Ödeme

Bir E-Ticaret sitesinin en çok tercih edilen, olmazsa olmaz diyebileceğimiz ve en hızlı ödeme alma yöntemleri arasında bulunan ödeme yöntemi hiç şüphesiz kredi kartı ile ödeme alma yöntemidir. Alıcı, kredi kartı bilgilerini girerek, E-Ticaret sitesi sahibi için en temel mesele olan ödeme alımı konusunu saniyeler içinde gerçekleştirmiş olur.

Kredi kartı ile ödeme almak için bankaların tek tek sanal poslarını almak ve bankalar ile anlaşmalı online ödeme alma sistemlerinden birini kullanmak gibi 2 seçenek bulunmaktadır. Bu iki seçenek içinde sahip olunması gereken temel kural şirket olmaktır.

Bankalardan tek tek sanal pos almak hem uğraştırıcı hem de maliyetli bir süreçtir. Çünkü şubelere gidip belgelerin teslimi, onay verilmesi ve entegrasyon sürecinin yanı sıra, her bir bankaya 600 TL civarı ücret ödeme söz konusudur. Fakat yüksek satış hacmine sahip E-Ticaret siteleri için daha az komisyon ödeme durumu söz konusu olacağından uzun vadede daha karlıdır.

Online ödeme alma sistemleri ise, hemen hemen bütün bankaları sistemlerinde toplamış olması nedeniyle çok daha kısa sürede bütün bankaların kredi kartlarından ödeme alma imkanı sunmaktadır. Kendilerine yıllık bazda bir ücret ödediğiniz gibi, her kredi kartı ile ücret tahsilinden komisyon ödersiniz. Bu nedenle düşük satış hacmine sahip E-Ticaret siteleri için daha cazip bir sistemdir.

Havale/EFT ile Ödeme

Bir E-Ticaret sitesinde olmazsa olmaz ödeme yöntemleri arasında Havale/EFT yöntemi gelmektedir. Havale, X bankasından X bankasına yapılan para transferi, EFT ise X bankasından Y bankasına yapılan para transferi anlamına gelir.

Havale ile ödeme yapılması durumunda, müşteri parayı gönderdiği anda para hesabınızda görüntülenir ve parayı gönderen kişi havale için düşük bir işlem ücreti öder. EFT ile yapılan ödemelerde ise parayı gönderen kişi havaleye nazaran daha yüksek ücret öder ve para mesai saatleri içerisinde hesabınıza geçer.

Elbette havale hem parayı gönderen hem de alan kişi için daha caziptir. Bu nedenle parayı gönderecek olan kişi, sahip olduğu banka hesaplarından en az birinin sizde de olmasını bekler. Dolayısıyla en az 3-4 banka hesabına sahip olmanız gerekmektedir.

Tüm bunların yanı sıra havale/EFT gönderimi, hesap numarası ve gönderilecek ücret miktarı girme, size havale/EFT yapıldığının bildirilmesinin gerekmesi gibi uğraştırıcı unsurlar barındırması nedeniyle sadece iyi bir alternatif olabilir. Fakat kredi kartı kullanmayan ya da kredi kartı bilgilerinin ele geçirilmesinden korkan kişiler için en çok tercih edilen alternatiftir.

PayPal ile Ödeme

PayPal, dünyanın en büyük online ödeme alma sistemidir. Fakat “Kredi Kartı ile Ödeme” maddesinde bahsetmiş olduğumuz online ödeme alma sistemlerinden biraz daha farklıdır. Bunun başlıca nedeni, PayPal ile herkes, kolaylıkla bir hesap açarak ödeme alma imkanına sahiptir. Yani bir şirket olma zorunluluğunun olmamasının yanı sıra, 18 yaşından küçük biri dahi ödeme alabilir. Bu da E-Ticaretin temel unsuru olan güven konusunda tereddütlerin yaşanması anlamına gelir. Ayrıca ödemeler sizin sitenizde değil de, PayPal ‘ın sayfasında gerçekleştiği için güven konusunda ayrı bir tereddüt yaşanmasına neden olur.

Alışveriş yapan kişi kredi kartı ile PayPal üzerinden ödeme yaptığında para sizin PayPal hesabınıza geçer. Siz de paranın sizin PayPal hesabınızdan, banka hesabınıza aktarılmasına dair talimat vererek paranın banka hesabınıza geçmesini sağlarsınız. Elbette bu hizmet için PayPal ‘ın bir komisyon bedeli aldığını da unutmamak gereklidir.

Kapıda Ödeme

Tercih edilen ödeme sistemleri arasında, özellikle son zamanda birçok alıcı tarafından aranılan bir ödeme yöntemi olan kapıda ödeme seçeneği bulunmaktadır. Bu ödeme alma yöntemini, ürünü teslim etme esnasında kargo şirketleri nakit veya kredi kartı ile gerçekleştirmektedir.

Bu ödeme yöntemi, hem güven konusunda sıkıntılar yaşayan hem de kredi kartı ya da herhangi bir bankada hesabı olmayan alıcılar için daha çok tercih edilmektedir. Fakat E-Ticaret sitesi sahipleri için ciddi sıkıntılar barındırmaktadır. Çünkü her 10 siparişten 2-3 ‘ünde sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar arasında, kargo şirketinin ürünü teslim ederken, sipariş veren kişiyi bulamaması, sipariş veren kişinin sipariş verdikten sonra ürün eline ulaşana kadar vazgeçmesi, sipariş veren kişinin ücret tahsilatı esnasında parasının olmaması, kargo şirketinin siparişi veren kişi yerine farklı bir kişiye ulaşıp, o kişinin verilen siparişten haberi olmaması ve siparişi teslim almaması gibi türlü sorunlar yaşanmaktadır. Bu gibi durumlarda ücret ödenmese ve sipariş teslim alınmasa dahi kargo ücretini siz ödersiniz ve satış yapıp para kazanmak isterken zarar edersiniz.

Bir de kargo şirketlerinin, teslimat ücretine artı olarak, ücret tahsilatı için ekstra ücret alması, alıcı için ödemesi gereken ücreti arttırmak anlamına geldiğini de unutmayalım.

SONUÇ

Ticarette ödeme almak her daim kendi içinde sorunlar barındıran bir süreç olmuştur fakat “hamama giren terler” misali bu sorunlar göğüslenmesi gereken sorunlardır. Burada yer verdiğimiz ödeme alma yöntemleri her ne kadar kendi içinde sorunlar barındırsa da, bir E-Ticaret sitesinde başta kredi kartı ile ödeme olmak üzere en az 2-3 ödeme alma yöntemi olması gerekmektedir.